Bu hayatta yaşamımızı güzelleştirdiğini sandığımız fakat içten içe bizi kökümüzden acımasızca koparan insanlar vardır. O insanlara gözlerimizi ayırmadan bakınca hayatınızın ne hal aldığını göremiyordunuz.
17 yaşında olan Dolunay Kızıltaş, babasız büyümüştür ve onun hakkında tek bildiği annesinin küçükken anlattığı hikayelerde yer almasıdır. Dolunay, babasını görmesede annesinin o mutlu olsun diye çabalamalarını görmüştür. Annesine karşı sürekli borç halinde olduğunu düşünen Dolunay, yıllarca Nezaket, saygı, azim, başarı ve en önemlisi olgun davranmıştır.
Hayat mucizelerle doludur. Hiç tahmin etmediğin an da karşına bir şey çıkar ve hayatını tekrar elden geçirmene yol açar.
Derslerden başını kaldırıp sınıfa bir kez bile göz gezdirmeyen Dolunay'ın en arka da duran çaprazındaki sıra da ileride hayatının merkezinde yer alan adam oturmaktadır.
Tesadüf bir karşılaşma yaşamasalarda onlar karşılaşmıştır.
Ve Dolunay Kızıltaş arsızca onun için atan kalbini yavaşlatamamıştır.
İlk aşk, ilk heyecan, ilk çılgınlıklarını yaşadığı sırada, aslında Dolunay Kızıltaş çöküşün eşiğindedir.
Ona aşık olmayan bir adam için her şeyini feda edecek kıvama gelmiştir.
Dolunay kendine Dur diyip karanlığına bulaştığı adamdan kendini kurtarabilecek miydi yoksa aşık olduğu adamın karanlığında boğulacak mıydı?
Yüzmeyi bilmiyorsan akıllı davranacaksın. Kendi suyunu bırakıp karanlık sularda kendine macera aramayacaksın.
Hayat beklenmedik olaylar çıkartır karşınıza. Ve o gider mi diye beklerken sen gidersin.
AŞK BİR GÜN BAĞIŞLANACAK!