Gözlerim denizde gezinirken dalgaların her kıyıya vuruşunda geçmişimi hatırlıyordum. Elbet aradan uzun zaman geçmişti fakat her rüzgarda biraz daha savruluyordum. Sahi bu kaçıncı rüzgar? Bu kaçıncı savruluşum? Yağmurun hafif çiselemeye başlamasıyla ruhumun temizlendiğini hissettim fakat intikam ateşimin biraz daha söndüğünü bilmeye ihtiyacım vardı belki de... -Dışarıda yağmur yağarken için yangın yeri mi? Yoksa daha yangını körükleyemediler mi? Yanımdan gelen sesle ona döndüm ve tekrar yağmuru hissedebilmek için gökyüzüne baktım. Uzakta uçmaya çalışan martıyı gösterdim fakat rüzgar o kadar şiddetliydi ki hareket dahi edemiyordu. -Şu martıyı görüyor musun? Kafasını evet anlamında salladı. -Işte o ne zaman bizden uçmak için yardım isterse o zaman içimdeki intikam ateşinin söneceğini umuyorum. Söylediğim sözlerden dolayı ikimiz de sessiz kalarak gökyüzünü izledik. Bir de asla geri dönmeyecek olan martıyı...