"Yine kavga ediyorlar" dedi Irmak elindeki oyuncak ayıya daha sıkı sarılarak. Bahçedeki çimlerin üstüne, benim yanıma çöktü.
"Ama artık alıştım" dedi gözlerini kaçırarak. "Gerçi yine de üzülüyorum"
"Benim ailemde bazen kavga ediyorlar ama sonra hemen barışıyorlar." dedim kolumu onun omzuna atarak.
"Benimkiler barışmıyorlar" dedi Irmak ağlamaklı ses tonuyla. "Onların sesleri ile uyanmak, kırılan bardakların seslerini işitmek ve bunları duymamak adına kulaklarımı kapatmak. Bunlara alışamadım."
O kafasını eğip üzgün yüzünü benden saklamaya çabalıyordu. Çünkü biliyordu, onunla birlikte benim de üzüleceğimi.
"Bu gece gökyüzü daha parlak" dedim onun dikkatini çekmek için.
"Bilmiyorum fark etmedim" diyerek kafasını gökyüzüne çevirdi. O bunu yapınca ben de geriye doğru yatıp onunda yanıma uzanmasını bekledim.
"Hadi yıldızları sayalım Clavel" dedim gülerek. "Böylece zaman hızlıca geçer çünkü o kadar çok yıldız var ki."
"Evet çoklar, sayması zor olacak" dedi Irmak gülerek. İkimiz bir süre sessiz kaldık.Yıldızlar çok fazlaydı ve onları saymak neredeyse imkansızdı.
"Ben saydım" dedi Irmak gülerek. "Tam 310 taneler"
"Ben 250 tane saydım"
"Neden ikimiz farklı saydık Zeynep" dedi Clavel şaşırarak.
"Çünkü bazı yıldızlar sana özeldir Clavel, yalnızca sen görürsün" dedim ona bakarak. "Belki de benim matematiğim kötü olduğu içindir"
Bu söylediğime ikimiz de kahkaha atmıştık.
"Ama benimki iyi, ben seni çalıştırırım"
---