"Yeter sus yağmur sus! Bunları niye söylediğini biliyorum!" diye bağıran yamaça yaklaştım ve kan olmuş elini tutup kaldırarak "Bak, sürekli kanım eline bulaşıyor. Buna daha ne kadar dayanabileceksin! Ya ben 10 dakikalık bir teneffüs de bile saldırıya uğruyorum. Şu halime bak!" dedim. Buna dayanmak mümkün mü? Ben onun parmağı kesilse bayılacak gibi oluyorum. O buna nasıl dayanıyor..
"Bilmiyorum lanet olsun ki bilmiyorum. Ne seninle olabiliyorum ne de sensiz! Senden nefret ediyorum canımı yaktığın için, ama öte yandan dermanımda sensin sanki. Aynı anda hem derdim hem dermanım nasıl olabiliyorsun yağmur? Bilmiyorum!" diye bağırdı. Yaklaşıp elini tuttum "Ben biliyorum. Benden gitmen gerektiğini biliyorum. Affetme beni yamaç. Ben kötü biriyim. Sana zarar veriyorum. Ve daha önemlisi ben hastayım. Benim ne kadar ömrüm kaldığı bile belli değil. Benimle işin olmamalı, beni hayatından çıkarmışken bu kararının arkasında durmalısın." dedim. Gözleri dolmuştu ve kızarmıştı. Benimse sesim boğazımı tırmalıyor, acıtıyordu.
"Bıraksan artık olmaz mı? Kendine yeni bir hayat kur. Birini sev. Ama benim gibi ölmek üzere olan birini sevme. Vazgeç artık yamaç. Sana acıdan başka bir şey veremem görmüyor musun?" dedim acımasızca. Benden vazgeçmesi gerekiyor. Ben öleceğim, hastalıktan olmasa bile sakın açma tarafından öldürülecektim.
UYARI : +13 !!!