Araları İyice kötüleşmeye Başlamıştı,
Hiçbir Tutunacak dalı kalmamış çok çaresiz çok yalnızdı...
Her şeye Sabrediyordu bir umuttu onun ki belkide...
Ama buna daha fazla dayanabileceğini sanmıyordu
İnsan kalabalıklar için de nasıl da yanlız kalabilirdi ?
Dayanamayıp hayata son vermek istedi ve tam o sırada bir ses yankılandı :
''Vazgeçme ! hayattaki çoğu başarısızlık vazgeçtiklerinde,
Başarmaya ne kadar yakın olduğunun farkında olmayan insanlardır'' demesiye
Tüm dikkatler onun üzerine cevrildi işte şimdi Hayatı değişmeye başlamıştı çoktan :))
Bedirnisa çok aşıktı Eymene vazgeçemiyordu ondan Eymen nasıl olurda onu hemen silebilirdi onca hatıralardan sonra... Eymen artık başka biriyleydi Bedirnisa için çok üzücü bi durumdu ama bunlar gerçekti canı çok yanıyordu...Bedirnisa başka bir okula kayıt yaptırmıştı, sadece zenginlerin gidebildiği bir okul bu, herkezin gitmek istediği okul ama nasıl olabilirdi bu ?
Okulun ilk Günü
Bedirnisa gittiği bu okulu hiç sevmemişti. Bir grup adımını attı içeriye herkez koşturup kapıya yöneldi neler oluyordu acaba ? Bedirnisa hemen gidip baktı bu çocuklara kimse bişey söyleyemiyordu çünkü onlar kötüydü eğer onlardan bi uyarı işareti alırsan tüm okul senin azili katilin olurdu.Aradan tam 1 hafta sonra bir çocuğu tuvalette sıkıştırmışlardı onu delicesine dövüyorlardı buna şahit olmuştu Bedirnisa korkudan 3,5 atıyordu. Bu durum çokta canını sıkmıştı.
Bir yandan da Eymeni unutamıyordu ilk aşkıydı bu böyle bitmemeliydi.
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.