Dünmüş gibi hatırlıyorum her şeyi. Zaten o günden sonra hep "mış" gibi yaşadım. Ilık bir Mayıs akşamı. Hava bulutsuz ve ışıl ışıl parlıyor. Ta ki sisli yüzleriyle ayı bile utandıran kara gözlü bedenler yeryüzüne çıkarılana değin. Beklemenin ölüme denk geldiği zamanların tasavvurunu anımsatıyor acıyla bekleyenlere. Beyaz kâğıtların üzerlerine kapkara harflerle kazınmış isimlerin yüksek sesle okunduğu mahşer meydanındayız. Hıçkırıkların yorulduğu, umutların tükendiği bir anda, usulca ve sıkılarak doğan güneş uyandırıyor hayalleri. Ufukta beliren kızıllık her zamankinden daha öfkeli ve sessiz bir çığlıkla yükseliyor.All Rights Reserved