Bu yolda defalarca kaybedip kazanacağım. Defalarca umudumu kaybedip bulacağım. Defalarca ağlayıp güleceğim. Defalarca nefret edip seveceğim. Ve defalarca ölüp yaşayacağım.
Pes etmek en basit kaçış yoluydu. Ama ben başladığım bu yolun sonunu merak ediyordum. Sonuç iki türlüydü; ya ben kazanacaktım yada ölüm.
***
Bu hikaye sadece bir aşk hikayesi değildi. Hem umudun hem aşkın, hem ölümün hem yaşamın, hem siyahın hem mavinin, hem ağlamanın hem gülmenin, hem acı çekmenin hem mutlu olmının hikayesiydi. Ve en önemliside Poyraz ve Elçin'in hikayesiydi...
Sayfalar arasında kendinizden birkaç parça bir şeyler bulmanız dileğiyle...
-Sevmek bu kadar acı vermeseydi, sevilmenin ne anlamı kalırdı ki.-
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.