Mustafa 'lanet' olarak nitelendirdiği işsizlikten nihayet 2007 yılında atanarak kurtulmuştu. Daha doğrusu kurtulduğunu sanmıştı. Asıl lanet Mustafa'yı memuriyet hayatında yakalayacak, dürüstlüğün vefanın bedelini ağır bir şekilde taksit taksit ödeyecekti. Hayat; yaşayacaklarından dolayı günden güne ruh sağlığını kaybettirdiği Mustafa'ya, zaman zaman sevgilisi Zeynep ile işi arasında seçim yapmak zorunda bırakacak, 'arkadaşlık', 'dostluk' gibi kavramların yalnız sözlükte kaldığını öğretecek Mustafa "Gözleri" adını verdiği şiiriyle seslenecekti sevgiliye Esmer bir silah şarjöründe bir çift mermi Kimi Mecnun kimi Ferhat etti? Sırdır, der mi? Gerek yok vurmak için tetiğin çekmeye Nişan alsa yeter idi yakmak için gözleri Kaşları hilal ise yüzü de tıpkı dolunay Kirpiği ok ise gözleri eşsiz birer temren Menzile varmak için lüzum görmüyor yaya Kemankeş'e sır olur tesir eder gözleri Yıkar dağı tepeyi gün ile bir eder geceyi Bazen yüreğe düşürür tarifsiz tek heceyi Kader hangi talihli alına yazmış bu güzeli Ne Elik'e benzer ne de Ahu'ya inci gözleri Gören gözler düşer büzülmeyen torbaya O gözler için değmez mi bir şiir yazmaya Sadi der kapat Mustafa kulağın kınanmaya Geceye güneş olur şiire mısra olan gözleri Bilgisayar Word Sayfası'na yazılmış bir not "Artık yaşamak istemiyorum, ölümümden kimse sorumlu değildir...", çöp kovasında bulunan 5 adet bira şişesi ve boş bir serum poşeti göreve yeni atanan Savcı Ezel'in de ilk sınavı olacaktı. Hikaye 2007 yılı öncesi ve sonrası olmak üzere iki kısıma ayrılarak genel hatlarıyla anlatılmaya çalışılmıştır. Anlatımda birinci ve üçüncü tekil birlikte kullanılmış, konular sürekli değiştiğinden içeriğin fazla uzamaması adına mümkün mertebe betimlemeden uzak durulmaya çalışılmıştır Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanarak yazılan romanda okur; arkas