İlk çalışmam, ilk göz ağrım.
Yıllar önce yazdığım hikâyem. Aklımda her zaman bunu geliştirmeye dair bir istek var ama bir yanım da bunun bu haliyle yaşamaya devam etmesini söylüyor.
"Ayaklarını yatağın kenarına sarkıtırken, yanındaki erkeği uyandırmamak için sessiz hareket ediyordu. Kalkmadan önce son bir kez daha omzunun üzerinden yanında yatan adama baktı. Kolunu başının altına dayamış, yüzüstü yatıyordu. Düzenli nefes alışlarını dinleyerek derin bir uykuda olduğuna emin olduktan sonra yataktan kalktı.
Yatağın yanındaki sandalyede duran ipek sabahlığına uzansa da son anda vazgeçip banyoya yöneldi. Su sesinin yatağındaki adamı uyandırmamasını ummaktan başka şansı yoktu. İşine başlamadan önce kısa bir duş zihninin berraklaşmasını sağlıyordu.
Su tepesinden akarken, ellerini önündeki karo fanyansa dayayıp, başını eğdi. Omuzlarına ve ense köküne gelen hafif soğuk su canlanmasına yardımcı oluyordu. Ve düşünmesine... Düşünceleri ister istemez içerideki yatakta yatan adama kaydı. Kocasına.
Aklı düşünceler ve su sesi ile dolu olduğundan kapının açıldığını ve kabine birinin girdiğini duymadı, ta ki iki güçlü kol belini sarana kadar. Kolları hissettiği için başını kaldırıp yerinden sıçradı. Bakışları arkasına döndüğünde yüzünden gülümseme ile ona bakan mavi gözlerle karşılaştı..."
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun.
Bir de yeni okuyanlar için kitap olacaktır. Şimdiden söylemek istiyorum finali burada yayınlanmayacaktır.
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum...
"1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak sanması ile gideceksin."
Bunu diyen bir ağaya ne kadar güvenilir ki
Sevgiyi hiç tatmamış bir kız esir olduğu bir ağaya aşık olabilecek mi...
Kalbi kırıklarla dolu 22 yaşında genç bir kız ve Mardin'in aşiret ağası.
Berdele kurban gitmiş iki genç, iki deli yürek...
Her genç kızın hayaliydi beyaz atlı prens, peki ya bu sadece hayallerden ibaret ise.
Kuma kitabı değildir...
6 Eylül 2021
Telif hakları kesinlikle saklıdır.