Flaş sesleri. Alışmış olduğum ışıklar gözlerimi yakarken kırmızı halıda inatla yürümeye devam ediyordum.Burası nasıl bir yerdi. Sahi, Burası neresiydi? Ben mi olmak istediğim yerdeydim yoksa şuan yazdıklarım mı burada olmamı istemişti? Ben mi fazla abartıyordum yoksa kelimelerim mi abartılı gösteriyordu? Bu soruların arasında tek bir doğrum vardı. Doğrumun ise bir sürü yanlışı. Yanlışlarını sevmiştim belkide onun ama sevdiğim kesindi. Yanlışlarına ortak olmak, yanlışına doğru olmak istediğim içindi belkide. Yolun sonuna geldiğimde ise etrafta ağaçlardan başka tanıdık yoktu. Onlarlada yolun başında tanışmıştık. ''Sencede bu fazla sert olmadı mı?'' dedim yüzüme yapışan saçları kulağımın arasına sıkıştırarak. ''Sence oldu mu?'' derken ifadesiz bakışından bir şey çıkartmaya çalıştım. İmkansızdı. O başlı başına bir imkansız. ''Hiç böyle bir imkansızım olmamıştı.'' dedim ellerimi sevinçle çırparken. 2 TEMMUZ 2016All Rights Reserved