☆ "Aker dur kımıldama. Kirpiğin düşmüş." Sanki bir elmasa dokunuyormuş gibi yavaşça aldım yanağından tenine tutunmaya çalışan kirpiği ve parmaklarımı üzerine kapattım. "Dilek tut bakalım Yağız Aker." Gözlerini yumup uzunca bir süre öyle kaldı. Güneş olmadan bile güzeldi gökyüzü. "Üstte mi altta mı?" Ne yaptığımı anlamaya çalışarak beni izliyordu. "Kirpik diyorum, üstte mi altta mı?" Derin bir nefes alıp havada asılı kalan elimi tuttu. Sanki Sahra çölüne yağmur yağıyordu şimdi. "Üstte." Ve bingo! Üstteydi. "Pekala şimdi son soru, uçar mı uçmaz mı?" Düşündüğünü belli eder şekilde elini çenesine koydu. "Uçar." Nefesinden kanat taktı ruhundan düşen kirpiğe ve kirpik uçuverdi. "Dileğin kabul olacak. Ne diledin peki?" Bana kaybettiklerimi hediye eden gülümseyişini saklamaya çalışarak radyoyu açtı. "Umutlarımı elinde tutanı." ☆ Dudaklarında batsın güneş, İzin ver üstünü örtsün gece. Saklanmana gerek yok artık; Seni tanımazlar. Diğer bedenlerden farksızsın. Gözlerini kapat, Derin bir uyku seni bekliyor. Korkma! Güvendesin burada, KARANLIKTA... Tüm hakları saklıdır. 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu gereğince kitabım koruma altındadır. Çalındığı, kopyalandığındığı ve izinsiz alıntı yapıldığı taktirde YASAL İŞLEM başlatılacaktır.