" Sen ateşsin.."
Çok sevdiğim yandan gülüşünü sergileyerek, yüzüme düşen saçı kulağımın arkasına yerleştirdi.
"Bu ateşi söndüren de, harlayan da sensin kızım."
Yutkundum. Kendimi mi , yoksa onu mu ikna etmeye çalışıyordum, bilmiyordum.
"Sen.. Çok karanlıksın.." Dedim şansımı bir kez daha deneyerek. Sıkıntıyla içini çekip, tehlikeli bakışlarını gözlerime kenetledi.
"Beni aydınlatabilecek tek ışık sensin Tilbe. Ve ben aydınlanmak istiyorum.."
Cümlesiyle istemsizce içimi çekerken, ona ne kadar aşık olduğumu bir kez daha anladım.
Sorun şuydu;
Tutarsız bir adama aşık olmak, insana ne kadar mutluluk getirebilirdi ki ?
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."