Kazandığı okul, onu mutlu etmesi gerekirken bütün kötü olayların içinde oldu. Dış görünüşü, Konuşması, Güçlü Duruşu, Çalışkanlığı, Bakışlarıyla göze battığı için miydi yoksa tüm bu olanlar? Kim bilir belki öyle, belki de değil!
EZGİ'DEN MAYISA DÖNÜŞMESİ, ONU DEĞİŞTİRDİ Mİ? YOKSA İSTEDİĞİ VE EN BAŞINDAN OLMAK İSTEDİĞİ KİŞİ Mİ OLDU?
Yepyeni bir kişilik..
Sil baştan yapan bir karakter..
Tam anlamıyla değiştiğini düşünen, MAYIS AKIM
Değişmesine yardım eden Bir Yabancı, Arkadaşlık kurulmuş 7 kişi, En başından beri Aşık olan Gizemli Bir Kişi ve İçinden atamadığı Bir AŞK.
BİR DEĞİŞİMİN, EN GÜZEL AŞK İZİ.
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
"Sen içimdeki Karanlığı aydınlatan ışıksın" Dedi. zorlukla, onunda canı acıyordu.
"Gitme lüt-lütfen" Dedi. Dolu gözleriyle gözlerime bakıyordu. Gözlerim beni dinlemeksizin akıyorlardı, ardından gök gürleyip yağmur yağmaya başladı. Gözlerimin yaşları yağmurla karışıp yok oluyordu. Tıpkı o gün beni öldürdüğü gibi. Ben kendimi kaybetmiştim onun yüzünden!
"Güneş varken, ışığa ihtiyaç duymaz kimse." Dedim en soğuk sesimle.
"Güneşi ne yapayım, Işığım sende kalmışsa?" Gözlerinden bir damla aktığında, zaman durdu benim için.
"Ağlama sarıl bana" Demek istedim. Ama diyemedim.
"Sen benim en güzel Gecemdin. Her gece seni düşünerek uyumam, her gece seni düşünerek uyuyamamam. Sen benim en güzel Sahnemdin. Sana bakarak, kahkahalarım, Ağlamalarım, Sevinçlerim, Mutluluklarım, Hüznüm. Şimdi düşünüyorumda gerçekten kendimi hiçe saymışım senin yüzünden. Sana bu yüzü unutma demiştim! Sen, sen Ezgiye aşık oldun Meriç Soyal. Ben o kızım. Üzgünüm."
"O silahı elinden indir!" Dediğimde yan duran vücudunu bana doğru çevirdi ama o silah abimin alnına daha çok yaslandı.
"Yoksa?" Diye soruşu meydanda ki bütün insanları endişelendirmeye yeterdi.
Çenemi herkesin inadına dikleştirip "Yoksa sana yemin olsun ! Bu meydanı kanınla yıkarım!" Diye bağırdım.
"Efsun!" Diyen abime bakmadım, yüzü kan içindeyken ona bakıp gardımı düşürebilirdim.
"Demek kanım ile yıkarsın ha !" Dediğinde fısıltısı bile meydanı inletti.
"Azad ağa, yaparım bilirsin! Bu seni ilk vuruşum olmaz!" Deyişim onun kaşlarını çatarakken kalabalıktan bir kaç kişinin kaçmasına sebep oldu.
Koskoca Mardin!
En iyi o bilirdi yıllar önce nasıl AZAD KARAASLAN'ı gözümü bile kırpmadan vurduğumu.
O gün Mardin yasa bürünürken Diyarbakır'da zılgıtlar eşliğinde bir çok kapıda düğün yapıldı.
Ben EFSUN ŞANLI...
Yıllar önce babamın kanını akıtan adamın kanını bu meydanda dökmüştüm.
Zerre korkmadan, zerre aşkımı aklıma getirmeden.
Bunu tekrar yapacağımı onun gibi Mardin de biliyordu.
"O halde durma, yine elin titremesin!" Dediğinde onunla beraber tetiği indirdim.
Arkamda koskoca Diyarbakır'ın en büyük aşireti olan Şanlı Aşireti vardı.
Benim Aşiretim!
Onun da arkasında Mardin'in en büyük aşireti olan KARAASLAN aşireti vardı.
Liderliğini onun yaptığı Aşiret.
"Abi'mi bırak azad ağa!" Dedim durması için.
"Babam gibi onun da kanını akıtmana izin vermem! Babamın kanı için sadece senin kanını döktüm ama Vallahi, Billahi ve Tillahi abim için ailende ki herkesin kanını dökerim!" Diye devam ettim.
Uğultular arttı da arttı.