HadMurAşk
  • LECTURES 24,349
  • Votes 592
  • Parties 18
Inscrivez-vous pour ajouter HadMurAşk à votre bibliothèque et recevoir les mises à jour
ou
#2hadmur
Directives de Contenu
Vous aimerez aussi
Bordoya Karışan Aşk, écrit par pekbiafiliyalnizlik
20 chapitres En cours d'écriture
Şarjörü doldurup atış kulaklığımı taktım. Karşımdaki hedefin kırmızı alanını delik deşik ederken rahatladığımı hissediyordum. Şarjördeki mermi bittiğinde atış kulaklığımı enseme indirip masanın üzerindeki mermilere uzandım. O sırada kulağıma dolan tok postal sesleri bana kimin geldiğini müjdeliyordu. Bir adamı yürüyüşünden tanıyor olmak garipti. Üsteğmen hala yanıma gelmemişti, merakla başımı geriye çevirdim. Arkamdaki masaya yaslanmış anlamlandıramadığım bakışlarla beni izliyordu. Bir eli yaslandığı masada, diğer eli de palaskasındaydı. Genelde omzuna asmaktan hoşlanmadığı bordo beresi ise tıpkı benimki gibi omzundaydı. Başımla kısa bir selam verip önüme döndüm. Tekrar pozisyon alıp hedefime odaklandım. Ben atış yaparken üsteğmen de yanımdaki alana girip atışa başlamıştı. Kavga eder gibiydik o an, kurşun seslerimiz ise sustuğumuz kelimelerimizi ifade ediyordu. İkimizin de kurşunları bitmişti, bakışlarımız birbirini bulduğunda yine o gizemli karaları karşıladı beni. Ben savaşmaya devam etmek ister gibi mermilere uzattım elimi, ama susmayı da beceremedim işte. ''Yurdunuzu arıyor gibisiniz üsteğmenim, gözleriniz sürekli bir arayışta sanki.'' Ona bir cevap hakkı tanımadan atış yapmaya başladım, silahımın tetiğine basmaya devam ederken yanımdaki adamın da pür dikkat beni izlediğini biliyordum. Son mermime de veda etmiştim. Başımı çevirdiğimde yine o bakışlara mahkum edildim. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi sonlandırıp yanıma geldi, elini uzatıp atış kulaklığımı çıkardı. Aramızdaki tek engel o kulaklıkmış gibi biraz daha yaklaştı bana, gözlerime daha yakından baktı. ''Belki de yurdumu bulduğum için sürekli gözlerine bakıyorumdur teğmenim.'' Bordoya boyanırken aşka karışan iki yürekli askerin hikâyesi...
"BERCESTE" 🍁 (Tamamlandı) , écrit par BursaliGelin
41 chapitres Terminé
🍁 -Hey!'dedi sesi atının nal seslerine bulanırken. Gelip tam önümde duraksamış, yorgun hayvan ağır ağır adımlamıştı. Bir doğan misali keskin bakışları sertçe geçti gözlerimden.'Yalnız çıkılmayacak denildi. Nereye gittiğini sanırsın?' -Yetti gayrı! Bana hesap sorup durma be adam! Kim sanırsın sen kendini?' dedim karakterimden beklenmeyecek kadar sert bir tavırla. Hafif çekik gece karası gözleri bana bakarken daha da kısılmıştı. Atına küçük bir adım attırıp atımın burnuna yanaştı. -Demirci Kasım oğlu Akın! Kutlu Kayı obasının beyi Osman Beyin alpi sanırım kendimi. Peki sen?' 'Gökten zembille inip düştün obanın ortasına. Hiçbir şey bilmem dersin, lakin ben bilirim ki bir gizlediğin var. Şimdi söyle bakalım. Asıl sen kendini kim sanırsın hatun? ' -Bildiğim yalnızca ismimdir. Hazan'ım ben. Nereden geldim, nereye gider idim bilmem. 'Sende var git yoluna. Benden size zarar gelmez Akın Alp. ' Kendinden başkasına zararı olmayan bir acizdim ben. Gizlediğim tek şey bu kitabın içine nasıl hapsolduğumdu. İki binli yıllardan bin üç yüz yılına nasıl gelebildiğimdi. Bâst-ı zamanım, tayy-i mekanımdı... Lakin bunları anlatsam ya meczup derlerdi bana veyahut büyücü. Diyemiyordum. Diyemediğim için de böyle çatıyordu bana kaşlarını. Atımın yönü obaya çevrilirken bir hamle ile kesmişti önümü. Ve geceden siyah gözleri beni alev misali yakarken fısıldadı. -Yolumun üstünde durursun Hazan hatun. Lakin bilesin ki ben dört nala giderken tökezlemem. Ne varsa acımaz, ezer geçerim...' 🍁 Hazan & Akın ......................
Vous aimerez aussi
Slide 1 of 10
Kafesteki Cennet (Tamamlandı) cover
YAN KARAKTER cover
PROFESYONEL (Kitap olacak) cover
SARMAŞIK(KİTAP OLDU!) cover
BALERİN: Kanlı Gösteri cover
Kitap Önerileri  cover
çürümüş çiçekler vazosu* cover
Bordoya Karışan Aşk cover
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım) cover
"BERCESTE" 🍁 (Tamamlandı)  cover

Kafesteki Cennet (Tamamlandı)

32 chapitres Terminé

Katherine Jane Wright; henüz altı yaşındayken kaderine karar verilmiş bir genç kadındı. Aynı yaşta annesizliği tatmış, kârlı bir evlilik anlaşması karşılığında kendisi gibi her şeyden habersiz bir oğlan çocuğuyla nişanlandırılmıştı. Zalim bir babanın gölgesinde geçirdiği, sevgiden yoksun çocukluğun ardından on altı yaşına geldiğinde başka bir zorbanın eline düşmüştü. Evliliğinin ikinci gününde sürgüne yollayan kocası tarafından bir kenara atılmıştı. Gloucester Dükü Jordan Henry Wilson; her şeye sahip ama aslında hiçbir şeyi olmayan bir adamdı. Yaşadığı yenilgiler yüzünden gelecekten pek bir beklentisi kalmamıştı. Hayatının büyük bir kısmını babasının gölgesinde bir piyon olarak geçirmişti.İki yıl önce sürgün ettiği genç kızın gerçek bir kadına dönüştüğünü gördüğünde ise hem şaşıracak hem de düşesinin oyunlarıyla mücadele etmeye çalışacaktı. Peki, Düşes ayrı geçirdikleri yıllarda gerçekten kocasının istediği gibi bir kadına mı dönüşmüştü? Yoksa o masum kız çocuğunun yerine intikam planları kuran, yalancı bir kadın mı gelmişti? 16. yüzyılın İngiltere'sinde kaderin bir araya getirdiği bir kadın ve erkeğin her şeye rağmen hayatta kalma mücadelesi...