((Bu hikaye tamamiyla gerceklerden esinlenerek törelerin gercekten yasandigi, sadece yeri ve zamani degistirileren bir hikayedir...)) Dört tarafi farkli meyve ağaçlariyla çevrili olan bu sözümona bahçe, adeta bir cenneti andiriyordu.. Cenneti hep boyle böyle hayal ederiz diye düşünup kendine gülümsedi Arîn.. Tam o esna da gür bir erkek sesiyle irkildi. Kendilerine dogru gelen pos biyikli amcaya yöneldi gözleri.. -Hoşgeldiniz . . . Ve birden; korkunç bir patlama sesi duyuldu, karşisinda gördüğü kalin sesli koca adam kanlar icinde yere yigilmişti.. Kardeşine sarilip yere yatan Arîn ne olduğunu anlayamadan elinde ki silahla onu kolundan tutup çekmisti biri.. Cennet... Bir kaç dakika önce cennet diye nitelediği yer cehenneme dönmustu bir anda.. "Ya kan ya kiz!" Diyen sesle irkildi; korkudan titriyordu çunku birkac dakika da etraflarini elliye yakin adam sarmisti ve o adam, babasina soruyordu o soruyu.. "Ya kan ya kiz!?" Bu da neydi şimdi..! Bu cümlede ki kiz kendisi miydi...?