Gözleri beni bulduğunda, kafasından geçenleri okumak istercesine baktım ona.
"Nasıl bir kadınsın sen? " diye sordu düz bir sesle. O an o kadar yorgun göründü ki gözüme, onu bu hale getirenin ben olduğunu bilmek kalbimi kavurdu.
Başımı yana eğdim pür dikkat onu izlerken. "Ben buyum, " dedim inkâr etmeden. "Ben,bize zarar veririm...Ben herkese zarar veririm. Git benden, ben senden gidemem çünkü. "
Zorlukla sarf ettiğim cümleler,bana bile ağırdı. Söndüremediğim ateşe kendimi atmıştım. Son çarem yanmaktı,kül olmak. Ama onu cehenneme çekemezdim,buna hakkım yoktu.
"Ben gidebilir miyim sanıyorsun? " dedi bana doğru bir kaç adım atarak. Öyle derin ve kararlı bakıyordu ki, içim titremişti. "Ben senden gidemem,gitmem. Zararsa zarar. Ben kayboldum seninle, kendimi bulmaya da hiç niyetim yok! "
Konuşmadım. Sadece onu izlerken, başımıza geleceklere açık kapı bırakarak sessizce bekledim.
Bazen insan cehennemi tercih eder. Ateş ona cazip gelir. Ben parmağımın ucuyla dokunamadığım ateşe, uçurumdan atlıyordum.
Ve hikayemiz böyle başlıyordu.
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.