Story cover for Loş Sokağı Barı by MaviPul
Loş Sokağı Barı
  • WpView
    Reads 2,569
  • WpVote
    Votes 946
  • WpPart
    Parts 10
  • WpView
    Reads 2,569
  • WpVote
    Votes 946
  • WpPart
    Parts 10
Ongoing, First published Feb 16, 2016
Gündüzleri bile puslu olan şehrin sokaklarında seyrekçe sıralanmış,ölümünü boynunu eğmiş beklercesine  ve birazdan son ışığını da kaybedecekmiş gibi duran sokak lambaları,bu şehrin karanlığına daha bir karanlık katıyordu.Akşam olmak üzereydi.

Yeşil sandık şehri, gündüz iş adamlarının ve polislerin revaçta olduğu.Akşam ve geceleri serseri,suçlulara ve evsizlere yer sahipliği yaptığı bir şehirdi.İçeriye giren,kadınlı erkekli yabancıların,loş ışıklarda yüzünü seçmek zordu.Sonunda beklediğim arkadaşımın gelmeyeceğini anladım.

                                                                                           ****
Karakterin gizemlerle dolu bir olaya adım attığı kendisini tam anlamıyla soru ve gizem örgüsünün ortasında bulduğu bu  karmaşada nasıl bir yol izleyeceğini göreceğiz. Okurken durağanlaştığını hissettiğiniz noktada heyecanla olayların akışına kendinizi kaptıracağınız bir hikayeyle başbaşasınız...

***
Keyifli okumalar.
All Rights Reserved
Sign up to add Loş Sokağı Barı to your library and receive updates
or
#12barmen
Content Guidelines
You may also like
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
You may also like
Slide 1 of 10
KOD ADI: GÜNEŞ  cover
EDHO cover
5. seviye cover
DƏLİXANA cover
MAHKUM cover
ÂFİTAP cover
TERAZİ  (TAMAMLANDI) cover
"GÖLGEDEKİ SUÇ" ( MAFYA BXB) cover
SOYADINDA ZİNCİR cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover

KOD ADI: GÜNEŞ

39 parts Ongoing

"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"