On beş kuruş verip, almış olduğu gazeteye kısa bir göz gezdirdikten sonra kıvırıp ceketinin cebine koydu. Yavaş, yavaş Haliçten Taksime doğru yürümeye başladı Suat. Siyah kısa saçlı, yuvarlak yüz çehresine sahipti. Sınıf öğretmenliğini okuduğu üniversiteyi bitirdikten sonra, vatani görevi bitirip annesinin makbul görmüş olduğu bir kızla evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı hayal edip duruyordu hep. Hem vatani görevini yapıyor, hem de yalnız yaşayan anacığına cüzi olarak almış olduğu askeri maaşının bir kısmını yolluyordu. Hafta sonları da evine uğruyor, güzel anasının hayır duasını alıyordu. Her el öpüşünde dilini üst dudağına sürüyor 'elma şekeri yiyen bir çocuk dudaklarını silmesi gerek' diyordu. Birlikte sarılıp gülerlerdi.
Vatani görevinin bitmesine üç gün kalmıştı. Vatani vazifesini öğretmen olarak yapıyordu. Sabahları, devlet okulundaki birinci ve üçüncü sınıfların eğitimini, öğleden sonra, saat bir de kendisi gibi askerlik yapan Anadolu'nun çeşitli vilayetlerinden gelen eli kınalı vatan evlatlarına okuma yazma öğretiyordu.Todos os Direitos Reservados