Onca yıldır birlikte okudukları halde, lisenin mezuniyet balosunda ilk defa konuştular. Öyle büyüleyici bir güzelliği vardı ki Eda'nın, Demir konuştuklarına konsantre olmakta güçlük çekiyordu. Okulda gördüğünde de her zaman başını döndürmüştü bu kız. Alımlı, asil, gururlu bir duruşu vardı. Kumral teni, dümdüz saçları, yosun yeşili gözleri, düz ve hafif kalkık, ince bir burnu, pembe dolgun dudakları ona masum, çocuksu ve aynı zamanda müthiş dişi bir hava veriyordu. Boyu ortalamanın üzerindeydi ve incecikti. Yürüdüğü zaman bir kuğu edası ile süzülüyordu sanki. Küçük yaşlardan itibaren bale yapmış olmasının etkisi hareketlerine ve duruşuna yansıyordu olduğu gibi.
Demir de okulun en popüler erkeği olarak, bronz tenli, simsiyah saçlı, koyu mavi gözleri, sert hatları olan, geniş omuzları ve uzun boyu ile güçlü, yapılı bir gençti. Eda'nın da dikkatini çekmişti ama egoları onca yıl aralarında bir diyaloğun geçmesine engel olmuştu. İkisi de ilk adımı atma konusunda diğerinden medet umuyordu.
Eski bir köy kurgusudur.
İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum.
Bu bir kitap, gerçek hayata dair, geçmişe dair içinde yüzlerce düşünce barındırıyor. Yazılanlar 'yazarın' düşüncesi değildir, içine büründüğü karakterin o döneme uygun düşüncesidir. Her karakter ile onun düşüncesini savunuyor anlamına gelmez bu.
İyi bir tipleme yazarken iyi, kötü bir tipleme yazarken nasıl ki bizde kötü olmuyorsak, yazdığımız şeyler de istediğimiz şeyler olmadığında, kendi fikirlerimiz ya da düşünce yapımız olmadığında bir karaktere büründüğümüzde, saygı göstermeyi bilmeliyiz.
☠︎︎⚠︎⚠︎⚠︎☠︎︎
*YAŞ FARKI İÇERİR
*BİR ANDA DEĞİL ZAMANLA GELİŞECEK BİR KURGU BARINDIRIR.
*SAYGISIZ VE OKUDUĞUNA ÇAMUR ATMAYI SEVEN İNSANLAR RİCA EDİYORUM BAŞLAMASIN.
Keyifli okumalar...