NASILSIN; Yolunda mı her şey, dikkat ediyorsun değil mi kendine? Sabah erken kalkacaksın hadi uyu artık, geç kalma, koşma, düşme, seni sevdiğimi unutma, boş ver üzülmene bile değmez, ...her şey daha güzel olacak... Diyemiyorum sana... Kapına komşu da değil ki kapım; kulak misafiri olsam, hani arada da olsa duysam sesini. Özlediğimde. iyi olduğunu bilmek de yeterli. Yanlışlıkla bile mesaj atmıyorsun ki bir bahanem olsa "nasılsın" diye sormaya... Özlemek böyle bir şey işte, Yarısı merak, diğer yarısı meraktan ölüm nedeni... Bu arada şunu da bil; İlk "seni seviyorum" derken dudaklarım titriyordu ama fark etmedin. İyi de oldu aslında, yalan söylüyorum sanacaktın belki, cesur değilim, içten değil ya da... ne bileyim, sanacaktın bir şeyler, her neyse ne işte... Olabildiğince gerçekçi olmaya çalıştım bunu söylerken. Hep hoşlanmıştım daha önce, beğendiklerim de olmuştu..Ama ilk kez sevmiştim... O zaman söyleyemedim, şimdi bil istedim. "seni seviyorum" derken dudaklarım titriyordu, "sahiden bit
Adını Kanla Yazdım...
Küçük yaşlarda annesini kaybeden Işık, yıllar sonra hayatını değiştiren bir şey yapmıştır: Babasının ameliyatını yaparak ölmesine sebep olmuştur. Ancak kaderin bir oyunudur ki Altan Solman o ameliyat masasından sağ çıkmış ve Amerika'da dünyaca ünlü bir silah tasarımcısının ailesini yok etmiştir.
Kayzer, ailesini kaybettikten sonra, Solman soyadına sahip herkesten intikam almaya yemin etmiştir. Bir gecede hayatı altüst olan Işık, şimdi bir caninin hedefidir... Ama Kayzer, ona yakınlaşmak, onu kontrol etmek için her yolu deneyecek ve zorla onu hayatına dahil edecektir.
İntikam, aşk ve nefret arasında sıkışan iki ruh... Bir yanda Işık'ın geçmişle mücadelesi, diğer yanda Kayzer'in kanla yazdığı kehaneti.
"Silahlar çekildiğinde ben ortada kaldım. Bir yanda ailem, diğer yanda hiç tanımadığım bir adam vardı ve iki tarafında silahlarının hedefinde ben vardım."