ilk tanışmadan mı belliydi kaderleri? Her şey çok mu güzel olacaktı? bembeyaz..bir kağıt gibi apaydınlık, gündüz gibi,güneş gibi..
Yoksa hep zıtlık,hep zıtlık?
Birbirlerinin yanında değil de karşı karşıya mı duracaklardı? Uzun değildi İkisininde yalnızlıklarını dinledikleri süre.. Onlara fazlaydı belki ,sadece.. Ama güneşli bir günde, istemeden tanıştılar işte..yanlışlıkla oldu:)
ikisinin üzerinde beyaz gömlekleri erkeğin üzerinde tek cepli,onu hafif Saran, kollarının çekiciliğini ortaya seren bembeyaz bir gömlek ..kızın ise aşağıdan düğüm attığı sarı düğmeli bembeyaz bir gömlek.. başından mi belliydi kaderleri..? Mutluluk mu mutsuzluk koca bir caos mu yoksa.? Ayni masada oturuyor sohbet ediyorlardi.
Her şey için artık çok geç..!
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...