Aphrodite, aşk ve güzellik tanrıçası. Sesinin ulaştığı yeri güzelleştiren, tek bir bakışıyla kalp hızlandıran, güzeller güzeli tanrıça Afrodit. Şiirlere konu olan, hakkında bir ton kitap yazılan Afrodit.
İnsanın, yüzü değil kelimeleri güzel olmalıydı, şans halatını ucundan yakalamalıydı. Afroditse bir insan değildi. Şans halatının ucunu tutmaz,şans halatı olurdu. En çirkin kelimeleri en güzel tabaklarla sunum ederdi, öyle ki zehir olsa yemek isterdiniz. Beş dakika gözlerine bakabilmek için ömür boyu körlüğe razı olurdunuz. Bu kadar yüce bir güzelliğe sahipken, kanlar içinde yükselen Ares'e aşık olmak ne denli bir riskti? Nelerden vazgeçmek gerekliydi? İddiası belli olmayan bir kumarda, şansı yaver gider miydi?
Ölümsüz, sınırsız güçlü iki kişi. Birbirlerine aşk denen ilahi bağla düğümlendiler. Bu yolda yürürken, Zeus'un şimşeklerine, Poseidon'un hırçın dalgalarına, Hades'in kavurucu alevlerine yakalanacaklar. Sürgün edildikleri Dünyada hiçbir şey doğru gitmeyecek.
Bir sabah uyandığımda işe gitmek için hazırlanıyordum. Daha sonra heyecanla takip ettiğim internet romanının yeni bölümünün geldiğini gördüm. Yeni bölümü açıp okuduğumda, hayatımın tek mutluluk kaynağı olan şeyi kaybetmiştim: favori karakterimi.
Her şey, yazarın diğer erkek karakter olan Damon Dumont'u öldürmesiyle başladı.
Yani favori karakterimi. Buna o kadar kızmıştım ki, kendimi yayınevinin önünde pusuya yatmış hâlde bulmam kaçınılmaz oldu.
Daha sonra, karşıdan karşıya geçerken o kadar dikkatsizdim ki trafik kazası geçirdim.
Gözlerim kapanmadan önce beyaz bir kamyonet gördüğüme emindim. Daha sonra ise kendimi Aşkın Tutsakları adlı fantastik romanda, sonu kötü biten yan karakter Rhiannon Aethelred'ın bedeninde buldum.
Şimdi ne yapacaktım?
Not: Kurgu bana aittir.
#Kraliçe 🥇 10.11.2025
#dram 🥇 20.11.2025
#prenses 🥇 30.11.2025