natlanmış uçmağa Kertenkele derilmiş Kırım suyın geçmeğe. Ergene'nin köprüsi susuzluktan bunalmış Edirne menaresi eğilmiş su içmeğe Kelebek buğday ekmiş Manisa ovasına Sivrisinek derilmiş ırgad olup biçmeğe" (Kaygusuz Abdal) Küçük şehrin küçük evlerinin birinde Çilek adında bir kız yaşarmış. Çilek, her defasında yüzündeki çiller yüzünden arkadaşları tarafından alay konusu olurmuş, kimse onu sevmez ve onu oyununa almak istemezmiş. Şirin kız, oyunlarda usta olduğu halde arkadaşları onunla hiçbir şey yapmak istemezmiş. Buna çok üzülen kızcağız her gün koşarak eve gelir saatlerce ayna karşısında çillerini sayarmış. Her geçen gün çillerinin kaybolacağından ümidini kesen kızcağız çok mutsuzmuş. Kimse ona yanaşmıyor, halini hatırını sormuyor, onu önemsemiyormuş. Okul birincisiymiş; ama onun için bunun zerre ağırlığınca önemi yokmuş, çünkü yüzündeki çilleri yaşama sevincini alıp götürmüş. Günlerden bir gün küçük kız, aynasını eline almış çillerini saymaya başlamış. Biiir, ikiii, üüüçç... Say say