GECE'nin RÜZGARI GECE AKSU Genç kız kendini bildi bileli bir mücadelenin içindeydi. Var olma mücadelesiydi bu hayatta kalma mücadelesi. Kalındı duvarları gereğinden fazla. Ve o duvarları aşıp içeriye girmek ise oldukça zordu hep. Ona göre güvenmek pişmanlıktı bu yüzden güvenmezdi kimseye kolay kolay. Hayatı karanlıktı onun tıpkı adı gibi. Gece... Seviyordu da bu karanlığı, özgürlüğünü. Karanlıklar dostuydu Gece'nin aydınlık ise en büyük düşmanı. Bazı insanlar kaçmak isterler hayatlarından. Büyük bir kısmı mutlu değillerdir yaşantılarından. İnanmıyordu buna, ona göre herkes kendi hayatını yazar ve yaşardı. O kimseden, hiçbir şeyden kaçmazdı. Ama şimdi kaçıyordu işte. Ona yadım etmek isteyenlerden. Gecesini aydınlatmak isteyenlerden kaçıyordu. RÜZGAR ARSLAN Eğlencesine düşkündü genç adam. Seviyordu gezmeyi, içmeyi, dağıtmayı. Geniş bir arkadaş grubunun en göz alıcı olanıydı. Hayatı çok umursadığı da yoktu kimseye çok bağlandığı da. Aslında inanmıyordu aşka da. Şamatalı bir hayatı vardı. Nerde gürültü patırtı ordaydı çoğu zaman. Rüzgar gibi geçerdi hep. Mekanlardan, gönüllerden, hayatlardan. Tıpkı adı gibi. Çabuk sıkılırdı her şeyden. Fark etmiyordu belki ama hayatı amaçsız yaşayanlardandı. Paranın içinde kaybolanlardan, hatta bazen ne yapacağını şaşıranlardan. Hayatı planlamayı da sevmezdi hayatını planlayanları da. Anı yaşamak ister sonunu asla düşünmezdi. Peki kaçmak, asla. Korku, asla. Sadakat, asla. Ve aşk, o da kesinlikle asla.