"Yapma, yapma bana zarar veriyorsun! Görmüyor musun günden güne eriyorum senin yüzünden? Yaklaşma, bakma, görme, söyleme hiçbir şey! Yapamıyorum anlıyor musun?! Yapamıyorum. Daha fazla dayanamıyorum. Ne gücüm ne de sabrım kaldı artık!" Bütün bu söylediklerime karşın sonunda sessizliğini bozdu: "Seni seviyorum. " "Sevme!" "Olmuyor, anlıyor musun sevme deyince olmuyor!! Gidemiyorum senden, vazgeçemiyorum. Uyuşturucu gibisin bağımlılık yapıyorsun. Birgün sesini duymasam, o büyüleyici kokunu almasam deliriyorum. Affet işte affet! Afallamıştım. İlk defa benimle bu kadar açık konuşuyordu. Her şeyi içinde yaşamayı tercih eden kişiliğine karşın ilk defa duygularını, gözlerindeki saf pişmanlığı bana bu kadar net gösteriyordu. Peki ben onu affetmeye hazır mıydım?