Story cover for Kar Taneleri by emiineyazicii
Kar Taneleri
  • WpView
    Reads 368,026
  • WpVote
    Votes 15,884
  • WpPart
    Parts 39
  • WpView
    Reads 368,026
  • WpVote
    Votes 15,884
  • WpPart
    Parts 39
Complete, First published Mar 06, 2016
Küçük ve narin bir kar tanesi düştü yeryüzüne.
  Kasvetli ve boğucu acılar doğrudan onun tenine nüfuz etti. Acı, sivri ve uzun tırnaklarını çıkararak onu yavaş yavaş öldürmek, canını yakmak istedi.
  Narin kar tanesi, soyut kollarını etrafına dolayarak ona vurulan darbelerden, ruhuna atılmak istenen izlerden ve bedenini parçalayan reaksiyonlardan korunup kaçmak istedi.
  Derken, düştüğü yerde mavi bir ışık huzmesi belirdi.
  Kar tanesi, ebediyete kavuşacağı sırada gelen umuda tutundu.
  Ve Umut, tüm acıları alaşağı etti.

◇

05.03.18'de #15
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Kar Taneleri to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
YAMALI SEVDA  by Betulokssuz
40 parts Complete
Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.
KÖR MENZİL by mujdeaklanoglu
15 parts Ongoing
Merhaba sevgili okurlarım, uzun zaman sonra demeyeceğim birkaç ay evvel kitap bitirmiş olarak yeni bir kurguya sizinle merhaba demenin heyecanını yaşıyorum. Keyifle okuyun, yorum yapmayanın dişi kırılsın :D *** ARKA KAPAK Hiç tanımadığın birini, sadece bir fotoğrafa bakarak sevebilir misin? Peki ya o fotoğraf, yıllar önce saklanmış bir çığlığın taşıyıcısıysa? Yüzbaşı Cihangir, görev gereği adım attığı bir sınırda, yere düşürülmüş bir cüzdana ulaşır. Cüzdanın içindeki kadın fotoğrafı, göğsüne değil, kalbine takılır ve o andan itibaren hiçbir şey eskisi gibi kalmaz çünkü hayallerine yeşil gözlü bir kadın ev sahibi olur. Bir bakışta bile geçmeyen bir sessizlik, çocuklukta bastırılmış bir feryat ve yıllardır kimsenin duymadığı bir iç ses dalga dalga yayılır. Cihangir'in hayatı düzenliydi: emirler, disiplin, mesafe ama bu kez emir yoktu. Sadece kalbinde sessizce büyüyen bir tanıma hissi vardı. "Ben bu kadını biliyorum." O bilmeden gözlerinden kalbine kazınan kadın, kendini görünmez kılmayı öğrenmiş bir hayatta kalandı. Konuşursa, dünya değişecekti ama susarak ayakta ve hayatta kalmış olacaktı. Bu roman; göz göze bile gelmeden başlayan bir bağın, çocukluk travmalarının, korkularının ve suskunluklarının tek tek çözüşünü anlatıyor. Aşkın, sadece sarılmakla değil; anlamakla, yüzleşmekle ve beklemekle mümkün olduğunu ve bazen en gizli hayatların, bir çift gözle başladığını tanımlıyor.
You may also like
Slide 1 of 10
YAMALI SEVDA  cover
AŞK ÇİÇEĞİ  cover
KARDELEN cover
Dildar cover
KÖR MENZİL cover
SEVDAM (Tamamlandı) cover
İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬  cover
Yılanın Kızı  cover
Abilerim cover
BALLICA MAHALLESİ cover

YAMALI SEVDA

40 parts Complete

Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.