ZOR AŞK SERİSİ_1 NEFRETTEN KALBE
  • Reads 1,801,948
  • Votes 83,852
  • Parts 43
  • Reads 1,801,948
  • Votes 83,852
  • Parts 43
Complete, First published Mar 09, 2016
En büyük aşklar nefretle başlar...
Kalbi nefretin ateşiyle yanıp kavrulan, kendi dışında hiç kimseyi umursamayan, bencil, kibirli ve tüm hayatını daha iyisi olabilmek için  feda etmiş taş kalpli bir adam...

Sevgi dolu bir yuvada büyümüş, sevgiyi tüm benliğinde yaşatan, iyilik dolu, neşeli ve bir o kadar alçak gönüllü güzel mi güzel bir kız...
All Rights Reserved
Sign up to add ZOR AŞK SERİSİ_1 NEFRETTEN KALBE to your library and receive updates
or
#17nefret
Content Guidelines
You may also like
Zerde by sayisalcihanimefendi
34 parts Complete
"Neden getirdin beni buraya?" Gitmek istedim. Arkamı dönüp ilerleyeceğim sırada eliyle bileğimi tuttu. "Yürü." Emir veren sesine rağmen o an bile dediğini yapabilirdim ama kendime engel olup yapmadım. Peşinden sürükledi beni. Elimle bileğimdeki elini itmek istedim ama başaramadım. Parmakları mengene gibi sarmıştı bileğimi. O kadar hızlı adımlar atıyordu ki koşmak zorunda kalıyordum. Rüzgardan elbisemin etekleri savruluyor diğer elimle eteğimi tutmaya çalışıyordum. Hızlıca avlunun merdivenlerini çıktı. "Biraz yavaş olur musun?" Aldırmadı, daha da hızlı yürüdü. Avluya ulaştığımızda durdu. Aniden durması ile göğsüm sırtına çarptı. Nefes nefese kalmıştım. Savrulan saçlarımı düzelttim. Aşiret toplanmış bütün ağalar bize bakıyordu. Kolumu elinden kurtardım, omzu düşmüş hırkamı düzelttim. "Beni öldürmeleri için mi getirdin buraya?" Sanki etrafta hiçkimse yokmuş gibi sordum ona. Bana bakmadı. Cevapta vermedi. Ağaların içinden biri konuştu. "Ömer Ağa kızı getirmek ile en doğrusunu yaptın. Ölüm fermanı verilmiştir." Gözlerim anında konuşan adama döndü. Diğer ağalarda onaylar gibi başlarını salladılar. Ama o öyle bir şey yaptı ki, herkes şok oldu. "Zerde bundan böyle sözlümdür, Eroğlu aşiretinin gelin ağasıdır, ölüm fermanı düşmüştür." Ağzım açık ona baktım. ### Okuduğunuz töre hikayelerinden farklı bir kurguya sahiptir.
Nahif by uuykusuzvedengesizz
20 parts Ongoing
Bakışlarıma denk düşen bakışları saniyeler sürse de benim heyecandan elimi ayağıma dolamaya yetmişti. Evet... Kalbimin yerinden çıkacak gibi atmasının sebebi karşımdaki adamdı. Kahverengi gözleri, koyu kumral saçları ve tıraşlı olduğundan pürüzsüz gözüken yüzü... Bir insan nasıl böyle güzel olabilirdi aklım almıyordu. Bir insanın kalbi nasıl böyle güzel olur, gözleri nasıl böyle güzel bakar bilmiyordum. Ben ona ne ara bu kadar tutulmuştum onu da bilmiyordum. O beni bilinmezliklere sürüklüyordu. Bana daha önce tatmadığım duyguları tattırıyordu. Bu yeni öğrendiğim duyguların her biriyse, damağımda bal yemişim gibi bir his bırakıyor, beni o tadın müdavimi yapıyordu. Yutkunarak ona doğru adım atmak için hareketlendim. Sesini duymak için bu kadar hevesli olduğumu, can attığımı bile şu an fark ediyordum. Fakat karşıdan gelmesini beklediği kişinin geldiğini görünce adımlarım yarıda kesildi. Bu kimse bilmesin zırvalığını neden çıkarmıştım ki sahi ? Hadi ben bu fikri ortaya atmıştım, o neden kabul etmişti ? Derin bir nefes alarak omuzlarımı düşürdüm. O benim rahat hissedebilmem için bunu kabul etmişti. Ve biliyordum ki sözünde de dururdu. Çünkü o sözünün eri bir adamdı. Bense kendin emin olamayan güvensiz bir kadın. Bu şartın sunulmasının ve kabul edilmesinin sebepleri bunlardı. Peki şimdi gidip vazgeçtiğimi söyleseydim, herkese duyurmak istediğimi... Kabul eder miydi ? Ben, nasıl sevdiğimi, nasıl sevildiğimi herkes bilsin istiyordum. Gözlerime nasıl baktığını herkes görsün istiyordum. Ben bizi tüm dünyaya ilan etmek istiyordum. Ben gerçekten onunla olmak istiyordum. ••• Ecmel & Feza
Hicran Yarası by beyaz-kanat
36 parts Complete
Törenin amansız yaptırımlarına bir de insanoğlunun saplantılı düşünceleri eklendiğinde iyiden iyiye kanlı bıçaklı ediyordu insanı kaderle... Kader dediğimiz neydi?Temelini törelerden alan bu topraklarda kaderi töreler çizerdi... Yıllar öncesi örmüştü aslında kader ağlarını,bazı yerlerini kördüğüm yapmış ve bu iki insanı ayırmıştı... Hicran... Yazgısına da adı altın harfle yazılmıştı...Hayat oyununda ona biçilen rol, ayrılık acısını çekmekti belli ki... Hicran'ın yaraları yıllar içinde kabuk bağlasa da daha dün gibi tazeydi yüreğinde... Cahit yıllar sonra çıkıp gelecekti...Onun dönüşüyle Hicran'ın aşkla atan kalbi un ufak olacaktı bu tersdüzle. Peki Cahit ismi gibi çabalayabilecek miydi sevdiği kadın için?Onun un ufak olmuş parçalarını sevdasına azık edip toplayabilecek miydi saçıldığı yerlerden?Yoksa her zaman olduğu gibi sinirlerine hakim olamayıp mahvedecek miydi her şeyi? Hicran affedebilecek miydi sevdiği adamı?Sol yanına ağır gelen bu sevda kırıklarını onarmasına izin verecek miydi? Her zaman yakınlaşmaları daha büyük bir ayrılık mı getirecekti onlara? Yoksa her şeye herkese karşı gelerek bu savaşı kazanabilecekler miydi? Bu soruların bütün cevaplarını hikaye içerisinde bulacakken yer yer Cahit kadar öfkeyle gözünüz kör olacak yer yer Hicran kadar kırgın olacaksınız...Diğer hiçbir töre kitabına benzemediğini iddia ederek hepinizi bu serüvene davet ediyorum...
You may also like
Slide 1 of 10
Zerde cover
KALBİMİN SAHİBİ / Davetsiz Aşklar ~ 2 cover
ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I) cover
Bir Lokma (Tamamlandı) cover
KOMİSERİM (Abimin Arkadaşı) +18 cover
orenda +21 cover
Nahif cover
YARASI SAKLIM (ATEŞ VE BUZ) cover
Hicran Yarası cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover

Zerde

34 parts Complete

"Neden getirdin beni buraya?" Gitmek istedim. Arkamı dönüp ilerleyeceğim sırada eliyle bileğimi tuttu. "Yürü." Emir veren sesine rağmen o an bile dediğini yapabilirdim ama kendime engel olup yapmadım. Peşinden sürükledi beni. Elimle bileğimdeki elini itmek istedim ama başaramadım. Parmakları mengene gibi sarmıştı bileğimi. O kadar hızlı adımlar atıyordu ki koşmak zorunda kalıyordum. Rüzgardan elbisemin etekleri savruluyor diğer elimle eteğimi tutmaya çalışıyordum. Hızlıca avlunun merdivenlerini çıktı. "Biraz yavaş olur musun?" Aldırmadı, daha da hızlı yürüdü. Avluya ulaştığımızda durdu. Aniden durması ile göğsüm sırtına çarptı. Nefes nefese kalmıştım. Savrulan saçlarımı düzelttim. Aşiret toplanmış bütün ağalar bize bakıyordu. Kolumu elinden kurtardım, omzu düşmüş hırkamı düzelttim. "Beni öldürmeleri için mi getirdin buraya?" Sanki etrafta hiçkimse yokmuş gibi sordum ona. Bana bakmadı. Cevapta vermedi. Ağaların içinden biri konuştu. "Ömer Ağa kızı getirmek ile en doğrusunu yaptın. Ölüm fermanı verilmiştir." Gözlerim anında konuşan adama döndü. Diğer ağalarda onaylar gibi başlarını salladılar. Ama o öyle bir şey yaptı ki, herkes şok oldu. "Zerde bundan böyle sözlümdür, Eroğlu aşiretinin gelin ağasıdır, ölüm fermanı düşmüştür." Ağzım açık ona baktım. ### Okuduğunuz töre hikayelerinden farklı bir kurguya sahiptir.