Deniz'den: Uçurum.. Yoksa sonsuzluk mu demeliyim? Her zaman ki gibi hiçbir şeyden haberim yok.Gece ne yapmış olabilirim ki şuan önemli olan nerde olduğumu çözmem değil mi? Bu sefer ayakta olmam ilginç gelmedi değil. Bir adım daha atmamla amacıma ulaşabilirdim.Evet bir uyurgezerim,bir mazoşistim,belki de bir köle acınası bedenimin kanıtı olarak yada bir uyuşturucukolik mi demeliyim. Neyse bunu açıklayacak zamanım yok. Oldukça sorumlu ebeveynlerim sayesinde eh biraz da uyurgezerliğimle geldiğim bu uçurum kenarından bir an önce uzaklaşıp Arkay'ı bulmalıyım.Yaşam şırıngamı bedenime saplamalı ve mazoşistin hapishanesi olarak adlandırdığım korku filmi evime dönmeliyim. Elimi üzerimde yıllanan kapşonlumun cebine götürdüğümde telefonumu farkettim.Neydi şimdi bu? Bu sefer de telefonumu yanıma almayı mı adet edinmiştim?Arkay'a bir türlü kolumdan çıkarmama izin vermediği kol saatimin-- ki kesinlikle yer tespiti yapmak için kullanıyordu--her lanet gün aynı saatte çalan alarmı sayesinde özgürlüğüme kavuşamadan geri döndüğümden yeterince sinirliydim .İstesem atlayamaz mıydım?Ah hayır. Arkay'a verdiğim sözü tutmuş olmam gerekiyordu yada buna tehditlerine katlanmak da diyebilirdik.Kim kirli geçmişinin ortaya çıkmasını isterdi ki ? Özellikle bu anlaşmanın sonuna az kalmışken. Arkay sayesinde daha önce sahip olamadığım rahatlığa kavuşmuşken bu anlaşmayı bozmak sadece koca bir aptallık olurdu.Zamanı gelince onun tarafından cehennemi boylayacaktım.Sonu beklemeden, finali görmeden as kadrodan düşmenin manası yoktu.Tabi böylece bu lanet olası saçmalıklar dünyasından kirli geçmişim öğrenilmeden ayrılmış olacaktım. Telefonum titremeye başladığında aldırmadan sağanak yağmurun altında kapşonumu kafama geçirmiş yürüyordum. Kimdi şimdi bu rahatımı bozan Bulut mu?Belki.Fakat bunu beklemiyordum.Gizli bir numara mı?All Rights Reserved