Ben gölgeyim
Acılar kentinden kaçarım
Sonsuz kederin içinden uçarım
Evimden yorgun argın çıkmış, nefes nefese sürünüyorum.Ziverbeyden sağa dönüyor ve Kadıköy e doğru sola dönüyor, batıya doğru yöneliyor. Ağaç gölgelerinde koşturuyorum.
Hala peşimden geliyorlar.
Şimdi, tükenmez bir kararlılıkla avlanmaya başlarken ayak sesleri daha da yükseliyor.
Yıllarca peşimi bırakmadılar. Onların bu ısrarcılığı, yeraltında kalmama... arafta yaşamama... içimde bir canavar varmış gibi toprağın altında çabalamama sebep oldu.
Burada, yerin üstünde; gözlerimi güneye dikiyor ama doğruca kurtuluşa giden yolu bulamıyorum.. Çünkü karşımda koca koca binalar şafağın ilk ışıklarını karartıyor.
Boğa heykeli ve tramvayların bulunduğu meydanı geçiyorum. Sabahın erken saatlerinde simitçilerin bağırışları ile sokaklar yankılanıyor. Sahile doğru kıvrılıyorum. Moda'ya gelmeden karşıya geçerek balıkçılar çarşısına doğru yöneldim. Ve bir ses yankılandı. Arıyorlar.
Durup dinlenmeden, peşimdeler, yaklaşıyorlar.
(Neyin yaklaştığını da... onlara ne yaptığımı da anlamıyorlar)
(Nankör dünya!)
Korkudan Moda sahilinin oraya doğru koşuyorum ve sesler yankılanmaya devam ediyor. Moda sahilinde bir uçurumun dibine yaklaşır. Ve güneşin doğduğu yöne bakar.
Nankör dünya sana 4 hediye bırakıyorum.
- İlk hediyem geçmişteki olaylar
- İkinci hediyem, yaptığım kötülükler
- Üçüncü hediyem, kurtuluştur.
- Son hediyem, cansız bedendir.
Bundan sonra fısıltıyla AMİN diyerek, boşluğa son adımımı atıyorum.
Asenanın hayatı:
asena henüz 10 yaşındayken babası annesini acımasızca döve döve öldürüp dereye atmasıyla başlamıştır ve 13 yaşına kadar acımasızca şiddet görmüştür ve annesinin cansız bedeni bulununca babası ceza evine alınmış kendisi de yetim haneye bırakılmıştır babasını almaya gelen asker lere hayran kalmış ve hayallerinin peşinden koşup başarılı bir yüz başı olmuştur