Peyami Safa-Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ÇOCUKLAR HASTAHANESI Beklemesini onlar kadar bilen yoktur. ÖĞLEYE doğru muayene odasının önü doldu. Sıralarda oturacak yer kalmadığı için yeni gelenler ayakta durdular ve anneler, hasta çocuklarını dizlerine oturtabilmek için duvar diplerine çömeldiler.Karanlık dehliz. Kapalı kapıların mustatil buzlu camlarından gelen soğukışıkların buğusu, yüksek ve çıplak duvarlara vurarak donuyor. Saatlerce bekliyenler var. Fakat buna alışmışlar. Az kımıldanıyorlar, hiç konuşmuyorlar.Dehlizin sonlarında, görünmeden açılıp kapanan bir kapının gıcırtısı. Muşambalara sürtünen bir ayak sesi. Köpüklenerek uçan ve uzaklarda kaybolan bir beyaz gömlek; ve, iyod, eter, yağ, ifrazat ve saire kokularından mürekkep, terkibi tamamiyle anlaşılmayan bir hastahane kokusu. Hasta çocuklar, yanlarında ailelerinden birer büyük insan, ki hastalarından daha endişeli görünüyorlar ve bir ann
17 yıllık hayatını geçirdiği ailesinin öz ailesi olmadığını öğrenen Umay'ın hikayesini anlatıyoruz.
Klasik bir aile kitabı olabilir ama çok daha güzeli.