ZİYADE OLSUN
  • Reads 561,995
  • Votes 28,357
  • Parts 38
  • Reads 561,995
  • Votes 28,357
  • Parts 38
Complete, First published Mar 12, 2016
Karadeniz'in mahalle sıcaklığı uğruna yanan odunlardı onlar. 

Erkekleri kütük, kadınları daldı. 

İnadı kemer diye bellerine bağlamış, gücü zırh diye kuşananlardı. Sadece sevdiklerine karşı çıplak kalmayı kabullenmiş kalplerdi. 


¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡!  ¡! 


Platonik teşhisi konulmuş bir kızın, virüsü olan adamla tedavi sürecidiydi bu satırlar. Her bir kelime hap tanesiydi sevmeye muhtaç gönüller için. 

Ben mi? 
Bende bu hikaye isimli hastanenin doktoruydum işte. 

Randevuya gerek yok, kapıyı çalıp girmeniz yeterli...





*Argo içerir!
All Rights Reserved
Sign up to add ZİYADE OLSUN to your library and receive updates
or
#1mizahşör
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
41 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Benimle Kal by AK-HayalDunyasi
30 parts Ongoing
"...ve hayatın kum saatini sen değil biriktirdiğin anılar tutar, o kadar!" Çakıl Şirin Gürbüz Alaz Çetinoğlu yazan: AK-HayalDunyasi -*-*-*- Çakıl, yayınlamadığı bir haber yüzünden hiç istemediği bir durumun içinde buldu, kendini. Patronu Mehmet Bey'in verdiği bu işi yapmayı kabul etmekten başka çaresinin olmadığını alttan alttan aldığı tehditlerle anlamış oldu. Çakıl'ın 'Hayır' deme lüksü yoktu, direkt verilen emre uymakla yükümlüydü. Şimdi eli kolu bağlanmış, kendisine verilen bu işi eline yüzüne bulaştırmadan nasıl yapacağını düşünüyor, bir yandan da yaptığı röportajı kimin yayınladığını bulmak için harekete geçmeye hazırlanıyordu. Fakat, girdiği bu iş hiç sağlam bir işe benzemiyordu ve Çakıl, bunu anladığı gün, daha dibe battığı gün olacaktı. Çakıl, girdiği bu bataklıkta etrafındaki insanların gerçek yüzlerini görmüş olacak ve artık bu raddede ne yapacağına karar verecekti. Peki, Çakıl hangi yoldan ilerlemeye devam edecekti? Bataklığa girdikçe batmayı göze mi alacaktı, yoksa en doğrusunu mu yapacaktı? İstemeden kalbini kaptırdığı, hayatına bir casus olarak girdiği Alaz Çetinoğlu'nu arkasından mı bıçaklayacaktı, yoksa her şeye, tüm tehditlere rağmen Alaz Çetinoğlu'nun yanında mı olacaktı? * *Kaybediyordum kendimi. Bunun bilincinde olmaktı aşk! Bilinçli bir kayıp, kayıplı bir bilinç ve aklımı yok sayıp beynime yerleşen aşk! |Kahraman Tazeoğlu
Adı Bahar by selcanykazdal
31 parts Ongoing
Bahar neredeyse çocuk gibi olduğu yerde tepinip, çığlık atacaktı. Zaten heyecandan ölüyordu, bir de adamla o yolu yan yana nasıl gidecekti? Sinan'ın aracın sürücü tarafına doğru yürüdüğünü görünce el mecbur, geçip ön koltuğa oturdu ve hırsla kemerini bağladı. Aslında kızgınlığı kızlara değil kendineydi. Kalbi maraton koşusuna çıkmış gibi atmasaydı şu koltuğa oturmak elbette kolay olurdu ama alçak kalbi her şeyi mahvediyordu. Sinan da arabaya geçtiğinde kemerini bağlayıp kontağı çalıştırdı ve vitesi attı, Bahar ise o tarafa bakmamaya yemin etmiş gibi kafasını cama çevirmişti. Arkadan gelen kızların kıkırtısıyla iyice sinirlenen Bahar, piknik yerine vardıklarında ikisinde canına okuyacaktı. Araba hareket ettiğinde kafasını çevirdiği camdan adamın yansımasını görünce, ılık bir heyecan bedenini bir an için sersemletti, farkında olmadan ister istemez göz ucuyla bakışları adama bulmuştu bile. Adamın üzerine giydiği buz mavisi gömlek ona o kadar yakışmıştı ki, bir an için onu izlerken resmen nefes almayı unuttu. Kızların sesiyle, girdiği transtan çıkan Bahar onların isteği üzerine radyonun sesinin açmak için elini uzattığın da, adamla aynı hamle yapmanın şokunu yaşıyordu, çünkü şuan elinin üzerinde duran el Sinan'a aitti. Sinan kızın kendisini izlediğini fark etmesiyle zaten mest olmuşken, şuan ki durumdan bir hayli memnundu. Bu kızlar bugün gerçekten onun lehine çalışıyorlardı. Bahar ateşe değmiş gibi elini çekince, yaşadığı o boşluk hissi ona bir an için tuhaf hissettirse de şimdilik bunu görmezden gelebilirdi. Ne de olsa beraber yaşayacak çok daha güzel anları olacaktı. Radyoya ses verdiğinde, keyifle şarkıya eşlik etmeye başladı aynı zamanda kızı gözleriyle süzmeyi de ihmal etmiyordu ama nazlı yari kafasını yine cama çevirmiş o güzel yüzünü ondan saklıyordu. Kurban olurdu be!
SİYAH MEZAR by sinemselay
50 parts Complete
Hayat sınavdı ve sınavlar zorluydu. Benim sınavımsa hayatımdı. Sevdiklerimin bedenimde ve ruhumda açtığı yaralarla onların söz hakkı olduğu hayatımdı... Yirmi bir yaşında bir kızın eğlenmekten başka ne gibi bir isteği olabilirdi? Ama benim vardı, diğer herkes gibi yaşamak... Bugüne kadar birçok şey yaşamıştım. Hepsi de birbirinden kötüydü. Ama hiçbiri beni yıkmaya yetmemişti. Yıkamamışlardı, güçlüydüm; güçlü olmak zorundaydım zira... Kaderin önüme çıkardığı tesadüflerle güçlü olmuştum ben. Ama aklımda bir soru vardı, gerçekten tesadüf var mıydı yoksa her şey kurmaca bir oyundan mı ibaretti? Ben Ayris, Ayris Ekinci. İsmimin anlamı yakamoz demek. Yani geceleri denizin içinde oluşan ışıltı. Ve ben o ışıltıydım, ihtiyacım olansa beni içine alabilecek bir denizdi... Ama o deniz de güvenli değildi ya, fırtınayla mücadelesi hırçın ve asiydi... Fırtına sessizce gelmişti ve hırçınca gitmişti. Ardında bıraktığıysa kaybolan hayatlar ve yitip giden sevdalardı... "Hiçbir sır ebediyen saklı kalmaz Aslı, elbet gün yüzüne çıkar. Görüyorsun işte ne annemin sırrı ne de benim sırrım saklı kaldı. Eğer o gün güçlüysen elbet bir gün güçsüzleşirsin, tüm dengeler altüst olur ve sırlar açığa çıkar. Ne kadar çabalasan da saklayamazsın, çünkü artık sırların elindedir bir zamanlar sende olan silah. Ve sen o silahın namlusuna teslim olursun... "
You may also like
Slide 1 of 20
GECENİN İZİ cover
ATEŞ PARÇASI (Tamamlandı) cover
Aşk Hesapta Yoktu cover
Portakal Çiçeği (TAMAMLANDI)-II cover
GÜVENLİ AŞK (SEVGİLİ OKUR SERİSİ) cover
SARRAF cover
Nasip Kismet Işleri cover
🌓OKYANUS 🌑 GÖLGE 🌒 cover
BIÇAK SIRTI - BXB - GAY cover
Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2) cover
Benimle Kal cover
MAZHAROĞULLARI cover
Çınar Altı  cover
Adı Bahar cover
Aşk Affeder mi?  cover
İki Yabancı - (Bitti) cover
Sarmaşık [BxB]  cover
SARSILMAZ EGO cover
SİYAH MEZAR cover
Portakal Çiçeği | gxg | Hanzeh cover

GECENİN İZİ

41 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....