Küçükken, iki binli yıllarda yaşadığım için üzülürdüm. Çünkü büyük bir hayalim vardı. Büyük bir keşif yapmak, çok önemli bir buluşa imza atmak istiyordum. Önemli buluşların ve büyük icatların genel olarak yabancılar tarafından bulunması beni daha da hırslandırıyor, koymuş olduğum hedefi kişisel bir hedef olmaktan çıkarıp ülkesel bir hedefe dönüştürüyordu. Bununla beraber araştırmalarım daha da arttı, düşüncelerim daha da yoğunlaştı.
Fakat baştan söylediğim gibi pek de icat edilecek bir şeyin kalmaması beni çok üzüyordu zira dünyanın yuvarlak olduğundan tutunda ampule, cep telefonuna, bilgisayara, suyun kaldırma kuvvetinden tutunda yer çekimi yasasına, yazıya, uçağa, elektriğe kadar her şey bulunmuştu, atom bombası bile! Sonra büyüyüp kitap karıştırmaya, insanları incelemeye başlayınca bir şey fark ettim; insanlar uçağı, bilgisayarı, parayı, silahları, kimyasal bombaları, gemileri, ateşi bulmuşlardı ama insan olmayı unutmuşlardı. Bende o gün karar verdim. Ben insan olmayı icat edecek, insan olmayı bulacağım.