Romanımın sonunu yazmak için yaratıcılığımı zorlayıp , ilham perisinin uğramasını beklerken , gözüm kafenin en sağ köşesindeki masaya kaydı. " Yoo , olamaz " dedim içimden "Gözlerin sana oyun oynuyor ." Yanılıp , yanılmadığımı anlamak için gözlerimi birkaç defa kırpıştırdım; değişen bir şey yoktu .Peki ya gördüğüm gerçek miydi ? Ama nasıl olur ?
Yağmurlu Paris sokaklarında dolaşan genç bir yazar , romanının sonunu yazmak için gittiği bir kafede hiç , hem de hiç beklemediği birisiyle karşılaşacaktır... Ve bu tanışma , onu hayatında izin bırakan , henüz tahmin bile edemediği tutkulara sürükleyecektir...
Gerçek ve kurgu arasındaki çizgi bazen çok incelebiliyor. Buna insanoğluna bahşedilen rüyaları ve hayalleri de ekleyin...O zaman yaşananların , bizlerin tek gerçeği olduğundan kim söz edebilir?
(Buğra Hararoğlu )