Yüzündeki mutluluğa adanmış maskeyi çıkartıp,bir kez daha ağlamakta buldu çözümü.Çünkü silinir sandı.Ağladıkça sıyrılır sandı karanlığından.Acıları hafifler,çiçek açtırır sandı gözyaşları.Oysa içindeki küçük kız çocuğu gözyaşlarında boğuluyordu çaresizce.Çırpınıyor,kulaç dahi atamıyor.Derin mavilik,siyaha çalan maviden.Yüzme bilmiyor,nefes almakta zorlanıyor.Yardım bekliyor,üstünde gezen tekneden,uçan martılardan,minik balıklardan...Heryer siyaha çalıyor yeniden.Göz kapakları usulca kapanmaya başlıyor veda ediyor kavuşamadığı renklere.Ağzından çıkan iki kelimeyle kavuşuyor sonsuzluğuna; "Cennete geldim mi?"