Tanımadığım bir sokakta bir adam koşuyor.
***
Rüyada olduğumun farkındaydım, uyanabilmek için bir çıkış yolu aradıkça daha hızlı koşuyordu adam.
Uyanmak istemiyordum aslında, sonunun ne olduğunu bilmek, her gece tekrar eden bu çıkmazdan kurtulmak istiyordum, kimden kaçtığını ya da nereye gitmek için bu kadar telaşlandığını merak ediyordum.
Yolların birbirine bağlandığı noktada durdu, nefes nefese kalmıştı, birden arkasına baktı ve o an göz göze geldik . kısacık bir an zaman durdu, olduğum yere çakılıp kalmış gibi hissediyordum. Anlamadığım bir şeyler söylemeye ve bana doğru önce yavaş sonra hızlı adımlarla yürümeye başladı. Elini uzatıp bana dokunacakken uyandım uykudan. Saate baktım 04:37, uyanmam gereken saate daha çok vardı.
Tekrar uyuyabilmek için gözlerimi kapatıp bir süre bekledim, zihnimi rüyanın etkisinden arındırabilmek için alakasız bir sürü şey düşünmeye çalıştım ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım daha fazla yoğunlaşıyordum.
Bu eve taşındığım günden beri hep aynı saatte, aynı rüyayla uyanıyordum.
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"