Düğün günü sevdiği adamın ölmesi üzerine kayınbiraderiyle evlendirilimişti Buğlem. Hayatının bittiğini düşünüyordu. Artık yarını yoktu onun, geleceği yoktu. Sadece dünler vardı onun için ve daha önceleri. Kalbinde ise sadece sevdiği adam olacaktı... 'Tam kavuştum derken ölüm hiç ummadığım anda elimden aldı onu.Daha onun yasını tutamadan kardeşinin koynuna verdiler beni. Deli gibi sevdiğim adamı bir kere öpemedim ama sevmediğim bir adamı, birçok kez öptüm. Benim için en acısı buydu işte...' 'Seni değil abini seviyorum ben. Sen dünyanın en iyi adamı da olsan seni sevmeyeceğim. Sen benim gözümde kardeşinin karısına dokunan aşağılık bir adamsın Berat ağa' ***---*** Abisini kaybetmesiyle artık yeri doldurulamaz bir boşluğa düşmüştü Berat. Abisinin sevdiği kadınla, yengesiyle evlendirileceğini duyunca içinde ki boşluk uçuruma dönmüştü. bir gün sonra da sevdiği kızı kaybedince artık içinden çıkamayacağı kadar derin bir uçuruma sürüklenmişti. O uçurumdan çıkması için bir mucize olması gerekirdi.. 'Bana bak Buğlem. Bende seninle evli olmaktan çok mutlu değilim tamam mı.Yaşadığın şeyi acı sanıyorsun.Ama şunu bil senin acın benim acımın yanında çok hafif kalıyor.Sen acı çekiyorum diyosun ya sevdiğin adamı kaybettin ve kardeşiyle evlendin. Ama ben abimi kaybettim.Canımın yarısını. Sonra yengemle evleneceğimi söylediler her şeye rağmen itiraz ettim hem senin için hem sevdiğim kız için.Sonra seninle evleneceğimi öğrenince sevdiğim kız öldü. Bir gün arayla canımın iki yarısınıda kaybettim. Abimin sevdiği kızın koynuna gönderdiler beni.İki gün önce yenge dediğim kızın koynuna.Abimin mezarından kaldırıp teselli ettiğim kızın koynuna.Benim için kolay mı sanıyorsun sen. Hayata sadece kendi açından bakma. Ve artık kabul et. sen benim karımsın ağabeyimin değil...