"O dolapta bir daha seni görürsem..."Sözlerim onun etkisiyle kesildi. "Unutma karşına,her nereye bakarsan bak ben çıkacağım.Ve şuan..."Sözlerini tamamlayamadan onu yere bıraktım. "Çabuk buradan defol!"Okyanus yakasını silkeledi.Onunla birlikte bende dışarıya çıktım. "Unutma nerede olursan ol teklifim ve ben hep seninleyiz.Sadece kabul edene dek.Ettikten sonra ise daima." "Benim de korktuğum bu zaten."Tam ağzını açmıştı ki kapıyı yüzüne kapattım. Yukarıdan ikinci bir ses daha gelince yüzümü tekrardan uçsuz bucaksız göğüme yani dama çevirdim.Bu çocuğu kapıdan kovuyorum ,bacadan giriyor. Bu seferki ses ebeveynlerimin odasından geliyordu.Odaya girmem her ne kadar yasak olsa da girmem lazımdı.Ya pencereyi açık unuttular ve içeriye kedi girdiyse! Şu dünyada heralde en fazla kedilerden korkuyordum.Böyle tüylü tüylü.Iyk... Odanın kapısını tekmemle açtım.Merak etmeyin kapı zaten kapalı değildi.Ses yatağın yanında duran annemin hiç mi hiç kıyamadığı ve kesin bir ihtimalle bana devredeceği asırlık çeyiz sandığından geliyordu. Kedi çeyiz sandığına giremeyeceğine göre(ya da girebilir mi?)Bu kesinlikle Okyanus olmalıydı. Çeyiz sandığına yaklaştığımda kilitli olduğunu gördüm.Sandık ise yeri göğü yıkarcasına titriyordu.Başımın belası Okyanus orada havasızlıktan ölmeden onu oradan kurtarmalıydım. Uzun uğraşlarım(yaklaşık bir dakika)sonucunda çekmecedeki anahtarı bulup çeyiz sandığına geçirdim. "Korkma Okyanus!Seni şimdi oradan çıkaracağım."Gerçi Okyanus'un hayatını en son kurtardığım da çok pişman olmuştum ama neyse. Sandığın kilidini açıp asma kilidi bir köşeye kaldırdım ve açtım. "Okyanus sen iyi misin?"Kapağı açmamla Okyanus'la aynı boyda ama Okyanus'la alakası bile olmayan bir nasıl anlatılır ki delikanlı yok bu olmadı... "Okyanus dediğiniz şey şu büyük su parçası değil mi?All Rights Reserved