Yolda yürüyordum,başıma geleceklerden habersizdim.Biraz hava almak için dışarıya çıkmıştım.Aniden karşımda bir otobüs beliriverdi.O an, sanki bu otobüsün hayatımın en önemli parçası olacağını biliyormuşum gibi bir anda otobüse bindim.Rengi çok tatlı bir maviydi.Belki de beni kendine çeken şey buydu. Kafamda karışık sorular belirmeye başladı.Niye bindim?,Nerede ineceğim?,İndiğim yerde ne yapacağım?Otobüse binmiştim ve bir daha inemezdim.Şaşkındım ama kendime gelmem gerekiyordu. Bir an için kafamdaki sorulardan kurtulmayı başardım ve bindiğim otobüsün nereye gittiğini öğrenmek istedim.Otobüs çok hızlıydı,zor da olsa sallanan otobüste şoförün yanına gitmeyi başardım. "Şoför bey, bu otobüs nereye gidiyor"diye sordum .Şoför çok şaşırmışa benziyordu.Otobüsün önünde koskocaman Istanbul yazıyordu.Adam haklıydı bir insanın bindiği otobüsün nereye gittiğini bilmesi gerekiyorudu.Şaşkın bir yüz ifadesiyle " İstanbul'a gidiyor hanımefendi", dedi.Bir an şok oldum .İstanbul benim tek hayalimdi.O raya gidip her şeyi özgürce yaşamak istiyordum bulunduğum yaşam koşulları ve çevrem bu özgürlüğe müsaade etmiyordu.Benim bulunduğum ortamda kadınlar köle gibi kullanılıyordu.Kadınlar temizlikçi muamelesi görüyorlardı.Ama ben öyle olmak istemiyordum.Ben insanlardan emir almak istemiyordum.Ben kullanılmak istemiyordum ve asla mutsuz olmayacağım diye kendime söz vermiştim. Ben bu yaşam şartlarında bile mutlu olmaya çalışıyordum şarkı söyleyip dans ediyordum.Mutluluğun sırrı benim için şarkı söylemekti.Dansa pek yeteneğim olmasa da şarkı söylemek huzur veriyordu.Kendimi notaların dalgasına bırakıyordum.Ben eğlenmek için söylesem de herkes sesimin çok güzel olduğunu söylüyordu ama ben sadece eğlenmek için şarkı söylüyordum.Ya da ben öyle sanıyordum...
1 part