Vakti geldiğinde gideceğini bildiğim bir adamı seviyorum. Oysa kalsın isterdim. Bir ömrü birlikte geçirelim. Yaşlanalım koltuğun üzerinde, balkonunda begonviller açan evin serin saatlerinde birlikte ölelim. Omuz omuza duralım ayakta, zor bu yükü hayatın, her köşe başı geçene çelme takmak için bekleyenlerle doluyken, saklanalım birbirimize. Dışarıda fırtına çıkmış, güneş açmış, volkanlar patlamış, bize ne? Ama öyle olmayacak! Onun gidip kafa tutması gerek hayata, tüm sakinliğine rağmen, kızgın bir güneş altında bağırması lazım kan ter içinde.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."