Wattpad'de ilk 'HUTAME' adlı çalışmadır. • "Sen ateş değilsin, Algos." Ağzımdan yuvarlanan bidirenk kelimeleri işitmiyor, her zamanki gibi vereceği görevle uğraşıyordu. Öfke içimde yanardağa dönüşürken yutkundum. Şuan istediğim tek şey, damgeh gözlerine bakmaktı. Burada gözleriyle gözlerimi yutsa, ses çıkarmazdım. Çünkü kahverengi hareleri ay'ın sayesi gözlerine döküldüğünde, bir başka ölünesiydi. Ve şuan ölünesi gözlerine bakmak, bana sanki müstehaktı. "Sen cehennemsin. Ve senin kıymetini ancak, arafta kalan biri bilebilir." "Araf nasıl bir yerdir incim?" diye sordu, gözlerini uğraştığı işten kaldırıp bana merakla bakarak. Gözlerinde kavrulurken "nihayet," dedi yüreğim. "Nihayet, baktı gözlerine." Heyecan benliğimi sarıp sarmalarken, pervasız yüreğimin arsız cümlesine hiddetle takıldı iç sesim. İkisine de ses etmeden Barın'a bakmaya devam ettim ve gözlerini gözlerimden çekip beni bu şetaretten mahrum etmesin diye cevap verme isteğiyle doldum taştım. Ve inanın her zerremi yerlerden toplayabilirdiniz, yine de yere bakmadım. "Karanlık," diye mırıldandım. "Senin gibi," dediğinde gözlerine bakarak sessiz kaldım. Ayın şavkı beyaz teninde dans ederken, güzel yüzü gecenin alacakaranlığında parlıyordu. Peşine heybetli gölgesinide takıp yavaş adımlarla yanıma yaklaştığında düşündüğüm tek şey bir meleği kıskandıracak kadar dilcu duruşuydu. Aramızda bir adım kaldığında durdu. Gözlerimin önüne gelen ve onu görmemi zorlaştıran birkaç tutam saçımı güzel parmaklarıyla yüzümden yavaşça çekerek kulaklarımın arkasına narince sıkıştırdı. Yalnızca ona has olan okyanus ve sigara karşımı kokusu burnuma dolduğunda derin nefes alarak gözlerimi kapattım fakat söylediği cümle üzerine korkuyla yeniden açtım. "Karanlıkla baş edemeyeceğini bildiğim için, seni cehennemime alacağım incim."