Karanlık bir his vardı içimde. Tüylerimi şahlandıracak kadar soğuk, narin kalbimi kıracak kadar vahşi. Her ne ise, beni korkutuyordu bu his. Endişelendiriyordu. Korkmakta haklı mıydım? Bilmiyorum doğrusu. Bildiğim tek şey ise; yanlış bir şeyler olduğuydu. Evet, kesinlikle yanlıştı. Hayatımı mahveden adama bağlanmak, büyük hataydı. Onu bütün vücudumda hissetmek, gözlerine baktığımda erimek, dudaklarına baktığımda yanmak ve daha bir sürü şey. Sanırım; hissettiğim karanlık, soğuk ve vahşi his onun ta kendisiydi. Bu tarif onu anlatıyordu. Gizemli olması karanlığı, düşüncelerini göstermeyen buzdan duvarları soğuğu, acımasız ve kırıcı olan kişiliği de vahşiliği niteliyordu.
Evet, hissettiğim şey ondan başka bir şey değildi. Her hücremde onu hissediyordum ve bu, kesinlikle yanlıştı.
Alin, Kiraz çiçeği mahallesinde kendi halinde yaşayan bir kızdır. Ancak bu sade yaşamı, mahalleye geri dönen arkadaşının abisi Kılıç ile bozulur.
Bazen bir salıncak, bir kıvılcımı doğurur.
...
Şimdi izninizle size soruyorum.
Siz de bizimle salıncağa binmek ister misiniz?
Unutmayın, salıncaklar sadece mutlu etmez. Aynı zaman da yakar. Öyle bir yakar ki mutluluk duyarsın alev almaktan.
Ta ki kül olana kadar.
...