ÖNSÖZ
Bir İmparatorluk düşünün... Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük Türk-İslam İmparatorluğu. Üç kıtaya hükmetmiş hoşgörülü tavrı ile insanoğlunun güvenini kazanmış, Balkanlarda, Safevi'de, Kırım'da, Cebelitarık' ta, Tunus'ta, Mısır'da ve Türk milletinin ana yurdu olan Anadolu'da İslam sancağını dalgalandırmış bir imparatorluk... Sultan I. Murad döneminde ihanetin çemberinden yükselişe geçen bir imparatorluk düşünün...
Mehmet suikast hayatına girişini ve bu çerçevede oluşan olayları anlattığımız eserde Sultan I. Murad'ın Kosova Harbi'nde şehit düşmesinden Şehzade Bayezid'in tahta geçişini, taht yıllarında geçen sürede gerçekleşen Niğbolu Harbi'nden Ankara Muharebesine kadar olan bütün tarihsel olayları içinde kapsayan muhteşem bir roman... Tarih ve suikast olaylarının birbiriyle zincirlendiği bu romanı büyük bir tutku ile okuyacaksınız...
"Bey bir şey demeyecek misin, Ne oldu, Ne kararı alındı?"
Dedemin bakışları ben dışında tüm aile üyelerinde gezindi. Baktığı herkes yerinde kıpırdanırken ben bakmadığı halde kıpırdanıyordum.
En sonunda ise tekrardan babaanneme döndü ve dudaklarını araladı.
"Karar alındı. Barış sağlanacak.
Biz o aşiretten bir kız alacağız ve onlarda bizden bir kız alacak."
Ben rahatlamamız gerektiğini düşünürken, ortam daha da gerilmişti. Sebebini anlayamıyordum.
İki aşiret aralarında düğün yapıcaktı işte. Ben umuyorum ki gönlü olan kişiler evlenir.
Ortamdaki sessizlik dedemin sesi ile kesildi. Ama sanki o sessizlik artık çok daha bir sessizlik gibi geldi bana.
Ölüm sessizliği gibi.
"Ahter'i yarın akşama hazırlayın, Şahkar aşiretinin ağası, Ares Şahkar
Yarın istemeye gelecektir."
Hayır. Barış sağlansın diye her şeyi yapamazdım. Kesinlikle yapamazdım. Ben yapamazdım.