Alev artık yalanları, ilgisizliği, yalnızlığı kabullenemeyeceği bir günde kendini bir tren istasyonunda, elinde sadece gidiş olan bir biletle, ağlamaktan gözleri şiş bir halde buldu. Tam o anda kulaklarına dolan o muhteşem melodi ve eşsiz bir sesle tüm hayatı değişti. Alev kendisine bile katlanamazken bu adama nasıl dayanabilir, nasıl güvenebilirdi? O adam yıkık bir kızı hayata tutunduracak kadar delicesine sevdi. Hataydın, biliyordum. Bir yanlışın tüm doğruları götürdüğü sınavın muhtemel sonucuydun. Ama ben bir kez olsun kendim için hata yapmak istemiştim. Ve doğrularımın hiç önemi yoktu!