KARTANESİ (Soğuk Serisi - 1)
  • مقروء 2,387,215
  • صوت 78,548
  • أجزاء 73
  • مقروء 2,387,215
  • صوت 78,548
  • أجزاء 73
إكمال، تم نشرها في أبريل ٠٢, ٢٠١٦
İKİNCİ BASKISIYLA RAFLARDA.

Tüm masalları unutun... Büyük, kötü Ejderha belki de sandığınız gibi değildir. Belki de sadece yaralıdır ve Prenses belki de masallarda anlatılandan çok daha cesurdur. Ülkesindeki iç savaştan kaçan Zaina kadın ticareti yapan Rus mafyasının eline düşer. Burada başına gelen şeyler yüzünden tüm hayatı kararan Zaina bir de bu adamlar tarafından çok daha acımasız bir adam olarak bilinen Boryenka Nikolay Sokolov'a satılır. Nikolay, Zaina'yı zorla alıkoyarak kendi yanında tutar Zaina ise artık kaçacak cesareti kendinde bulamaz. Çünkü Zaina'nın nefreti başka bir duyguya dönüşmüş. Nikolay'ın ise içinde bir bilinmezlik uyanmıştır. 
"Bana iyi hissettiriyorsun küçüğüm... Sanki mutluluk mümkünmüş ve dünya yaşanmaya değermiş gibi.'' Nikolay'ın avuçlarının arasındaki bir kuştum sanki kalbim bir kuşun kalbi gibi hızlı hızlı çarpıyordu.

*

Nikolay bakışlarını gökyüzünden bana çevirdi ben hala yerdeydim ve o da üzerimdeydi. ''İlk gördüğün kar, bu yağan kar olsun mu?'' Yutkundum, kalbim seri atışlar yaparken tekleyerek durmasından korkuyordum. Başımı salladım. ''Olsun...'' Dudaklarını yaladı ve o dil hareketi beni hipnotize etti. ''İlk kar tanesi benimle birlikteyken düştüğüne göre bundan sonra göreceğin her kar tanesi sana beni hatırlatsın...''
جميع الحقوق محفوظة
الفهرس
قم بالتسجيل كي تُضيف KARTANESİ (Soğuk Serisi - 1) إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
أو
#36soğuk
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
ZAPT ET بقلم Quwepwi
25 جزء undefined أجزاء مستمرة
"Zapt et onu!" diye tüm şiddetiyle bağırdı Orhan. Yeşil gözlerinden ateş fışkırıyordu. Belki de onu hayatımda hiç görmediğim kadar kızgın görüyordum.Gözlerindeki öfke büyük bir taşkınlığa uğramıştı ve karanlıkta bir mum ışığı misali parlıyordu. Fakat durduramazdım o kadını, eğer önüne geçersem beni bile tanımayacaktı. Hatta özellikle beni tanımayacaktı. Üstelik ben merhamet edeceği son kişi bile değilken onun merhametine sığınamazdım. Söz konusu intikamsa içinde usul usul uyuttuğu canavar gözlerini açıp, asaletle, 'her şeyin hakimi benim' dercesine ayağa kalkınıyordu. Üstelik bu intikam hırsının güçlü bir nedeni vardı. Sebebi hayatım boyunca alabileceğim en büyük darbelerden biriydi. Nedeni en az onun kadar benim de canımı yakıyordu. Ama o bunu anlamıyordu. Kendi acısı için herkesin canını yakardı. Çığırından çıkıyorduk, ikimizde o kontrolü tamamen kaybedersek sonumuz uçurumdan başka bir şey değildi. O masum değildi ama bende suçlu sayılmazdım. O da suçlu değildi ama masumluk benim içinde geçerliliğini en başından yitirmişti. Biz bu savaşta ne masumduk ne de suçlu. Biz iki düşmandık ve ölümüne oynuyorduk. Seninle kanlı bıçaklı olmayalım demişti bir keresinde, oysa şu an ikimiz de çoktan bıçakları çekmiştik birbirimize. En kötüsü ise; gerektiğinde kanatmaktan çekinmiyorduk. Onu durdurmanın yolu kanatmaktan değil, yok etmekten geçiyordu... Aya Amirova'yı yok etmek demek ise gözü kapalı bir intihar çeşidiydi benim için. ༺༽♕༼༻ Sizden zorla oy ya da yorum istemiyorum. Emeğimin karşılığı neyse bana onu verin yalnızca:))
AHZAN (Kitap Oldu) بقلم thenotebook13
6 جزء undefined أجزاء إكمال
Sevmek... Sevmek kelimesinin her zaman insanı içinde bulundurduğu boşluktan alıp göklerde delicesine dans ettirmesini düşlerdim. Duyguların hazzını yaşatıp melekler kadar özgür olduğunu hissettirecek şekilde benliğime hapsederdim. Hayallerim her zaman bir film sahnesi gibiydi. Film senaryolarına özenir, her şeyin kafamızda kurguladığımız gibi ilerlediğini zannederdim. Çünkü her şey tehlikeli olacak derece de şahaneydi lakin artık yanıldığım bir nokta vardı ve bu nokta beni delicesine gizemli bir girdap gibi içine çekerken ona döndüm, ahzanlı gözlerimle ona son bir kez baktım. Duygu yüklüydü gözlerim, anlam doluydu, hüzün doluydu... Bana bakan tehlikeli gözlerde ise tek bir buruk bakış aradım, tek bir çırpınış. Belki o zaman kurtarabilirdik bu tükenmiş sevdayı ama baktığım gözler ne yazık ki çoktan körelmişti. Çünkü onun lügatında sevmek kelimesinin tek bir harfine dahi rastlayamazdınız. Ona göre sevmek ruhen sevmek değildi, kalben sevmek değildi, sözde sevmekti Çünkü o zalim bir afirdi. Değişen o değildi, değişen ben de değildim. Hiç kimse değişmemişti. Sadece tanıdığımı zannettiğim adamı yeni yeni tanımaya başlayıp, yaptıklarının farkına varıyordum. Ne kadar da aptalmışım meğer! Gözümden bir damla yaş süzülüp yanağımdan aşağı temkinle kayarken parmaklarımın ucuyla hızlıca sildim. Çünkü bu adamın karşısında ağlamak, bu sevdasız adamın önünde ağlamak kendime yakıştıramadığım bir davranıştı. Kendimden emindim bu sefer. "Neyi anladım biliyor musun?" diye sorduğum sırada pür dikkat beni dinlemeye başlamıştı. "Sevmenin, sevilmeye eş değer olmadığını anladım. Neyi anladım biliyor musun? Aşkın sadece kalben ve ruhen hissedildiğini anladım. Ve neyi anladım biliyor musun? Bizim ayrı dünyaların insanı olduğumuzu anladım sonunda." *** Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Tüm hakları saklıdır.
BUZ KIRAĞI بقلم bernailm
65 جزء undefined أجزاء مستمرة
Şu an tam olarak neredesiniz? Yirmi numaralı otobüsün üçüncü koltuğunda mı? Evde, okulda ya da iş yerindesiniz. Kısa bir mola verdiniz ve pencere kenarında bir fincan kahve içiyorsunuz. Belki de bir arkadaşınızla buluşmak için yola çıktınız. Ne kadar da sıradan bir gün, değil mi? Her şey son derece normal! Hiç düşündünüz mü ya her şey bir anda altüst olursa? Örneğin buluşmak üzere yola çıktığınız arkadaşınızın sizinle ilgili gizli bir planı varsa! Ya da bindiğiniz o otobüsün en arka koltuğunda, sizi hayatınızın dönüm noktasına götürecek olan kişi oturuyorsa! Siz her şey akışında gidiyor zannederken ya kaderiniz üstünüze yağacak buz kırağı için en uygun şartları hazırlıyorsa... Bütün bunlar bir yana, peki ya hayatınızın altı, üstünden çok daha güzelse! Baran Demiroğlu: Sıradan bir gün yaşadığını zannederken kendini cayır cayır yanan bir evin önünde buldu. Alevlerin arasında canının parçaları vardı ama o hiçbir şey hatırlamıyordu. Üstelik önünde de bir benzin bidonu vardı. Hayatı bir anda altüst oldu... Bahar Saygın: İstanbul'un en başarılı adli psikiyatrının kliniğinde staja başladığında her şey son derece normaldi. Ama bir gün kliniğe ailesini diri diri yakmakla suçlanan bir hasta getirildi. Hayatı bir anda altüst oldu... & "Ruhuna ben bulaştım. Artık kurtulamazsın..." Yayınlanma tarihi 10 Nisan 2019