Papatyaları hep çok sevmiştim. Hâlâ severim. Emire baktığımda elimi tutmuştu. Ben bu bahçedeki tüm papatyalara senin adını vermiştim. Ve ne zaman gelsem buraya onlara hep senden bahsetmiştim. Kirpik uçlarından öpeceğimi söylemiştim onlara. Öpüp saçlarına papatyalar takacağımı. Benden sonra saçlarına hangi adam dokunursa dokunsun ne papatyalar takacak nede onları yerinden çıkaracak. Seni seviyorum Gamze deyip yanağımı öpmüştü. Ve beni alıp yanımızda olan salıncaklara götürmüştü. Oturduğumuz da elini cebine atıp bir kutu çıkardı. Gözlerim bir kez daha dolmuştu. Kutuyu açıp içindeki tektaşı çıkarmıştı. Elime takıp alnımı öpmüştü. Emir bilgili kültürlü kendini geliştirmiş bir adamdı. Hayatım boyunca hiç merak etmediğim bir şeydi yüzüğün neden yüzük parmağına takılması. Bir sitede okumuştum aynen şöyle diyordu yazıda. Evlilik yüzüğü neden yüzük parmağımızdadır? Yani neden işaret parmağı, baş parmak, serçe parmak değil de yüzük parmak... Evlilik yüzüğü ilk defa eski Mısır prensesi Nefertiti takmıştır. Yüzyıllar sonra anlaşılmıştır ki direkt kalbe giden tek damar evlilik yüzüğünü taktığımız parmaktır. Başka hiçbir parmağımızdan kalbe giden bir damar yoktur. Yani adam seni kalbimle kabul ettim. Sen ki beni papatyalara anlatan adamsın. Bir papatya ne kadar uzağı görebilirse O kadar yakın kalplerimiz. Emir and Gamze... Aşk yıllar sonra yolumuzu birleştirdi ve ben sevmeyi senden öğrendim...