Sonbahar bir veda değildi aslında.O bir vuslattı.Topraktan gelen yaprakların yeniden toprağa kavuşması firak olurmuydu hiç.. Düşünene kitap..Görene levha! Sonbahar kadar sarı.. Lavanta kadar pembe.. Ve ıhlamur kadar hoş kokulu bir dünya.. Bir gün zifiriyi kucaklamış.Saklayamasada karanlığı ışıklarında, hoşâmâdi demiş ardından gelen tüm acılara.. "Ben seni sonbahar kadar sevdim karanlık adam..Çiçek açmasada günler, solan giden yaprakların hüzünlü vedalarının sesleri kulaklarıma çalındı.Ve ben onların sesiz çığlıklarını müzik sesi gibi dinledim." Suubete meftun bir kız... "Benim zifiriye tutkun minik kadınım..Afitabım.." **************** Hiç düşünmeden kurdukları oyunda kimlerin yaralanacağı muammaydı. Ama onun umrunda değildi.Intikamla alevlenmiş yüreğinin yangınını söndürmek için önüne gelen herşeyi ezer geçerdi. Kalbi aldığı yaralardan katılaşan bir adam.. Neyin içine düştüğünden bihaber masum bir kız.. Kesişen yollar, ilmek ilmek hazırlanan bir hikaye.. Sadece oynaması için seçilen bir piyon lazımdı? *************