Hayat sadece beş harf, iki hece... Ama o beş harfin içinde neler yaşıyoruz, neler yapıyoruz?
Ne kadar kolay değil mi söylemesi; hayat. Hep ezberden dilimizin alıştığı gibi, hiç öğrenipte söylemiyoruz. Hayatın acı kırbacını yiyipte söyleyemiyoruz.
Ben hayatın acı kırbacını dokuz yaşında yemiş bir kızım.
Büyümeye zorlandığım o geceyi, hayatın sırtıma vurduğu her bir acı kırbaç darbesini hiç bir zaman unutmayacağım.
Ben; Melek. Hayatımı elimden alanların, ruhunu bedeninden ayırmaya geldim.
Hikayeye başlama tarihi: 10.04.2016 17:17
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."