İki imkânsız aşk... Biri artık sahip olamayacağı Yar'a hasret... Diğeri yanında ama gönlü başkasında olan Yar'a hasret... Özlem, aşkını tüm iliklerine kadar yaşarken ansızın sevdiğinin acı haberini alır. Artık onun için hayat bitmiş kendisini her şeyden soyutlamış, bir daha asla böylesine sevmemeye yemin etmiştir. Ta ki tayini İstanbul'a çıkana kadar... Patronun ısrarlarını kıramayıp çıktığı bu yolda, ailesine ve kendisine yeniden bir hayat kuracağına söz vermişti. Yeni taşındığı evine ansızın gelen komşularının sıcaklığı ona çok iyi gelmiştir ve bu sevimli karı kocanın aklındaki planlardan da Özlem'in haberi yoktur... Soner, sevdiği kadının başka birine aşık olduğunu bilmesine rağmen onsuz bir hayat düşünemediği için zoraki de olsa nişanlanmıştı onunla. Yanındayken bile diğer adama hissettiği duyguları açıkça belirtmekten çekinmeyen sevdiğine kızar, kafasını toparlamak için ailesine haber vererek bulunduğu yerden bir an önce uzaklaşır. Ne var ki yolda lastiği patlamış birini görür yardım edip etmemek konusunda kararsızdır. Yardım elini uzattığında ise kendisine bir müddet sonra şu soruyu soracaktı: AŞK SEN MİSİN? **** " Seni bu kadar özel kılan damarlarında ki kana işlemiş olan aşk olmalı, yemin ediyorum bu kadar sevilsem, birisinin ciğerlerine işleyebileceğimi bilsem, ahhhh Özlem ah" ****