"Cıvık cıvık aşk yaşayanlara deli oluyorum" dedim apartmanın girişindeki çifti hatırlayınca kendi kendime. Kızların yokluğunda balkona çıktım. Elime kahvemi, sırtıma şalımı aldım. Kahvem bittiğinde telefonuma bildirim geldi. Kızlar aileleriyle birlikte mutlu fotoğraf atmışlardı. Hepsi 32 diş gülümsüyordu. Fotoğrafı gördüğümde suratımda bir gülümseme oluştu. "Oha!" Sesi duymamla çığlık attım. Nerden geldiğini anlamadığım için etrafına mal mal bakıyordum. "Euzubillahimineşşeytaniracimbismillahirahmanirahim. Tövbe Allah'ım çok tövbe. Bu lisedeki dinciye küfrettim diye oluyorsa çok tövbe, çokça tövbe." Bu dediklerimin ardından kıkırtı sesi ile birlikte balkon tepesinden birşey yukarı çıktı. Havada karanlık sadece salonun ışığından balkona gelen seyrek ışıklarıyla birşeyler görebiliyorum. " Allah'ım lütfen kuş olsun o şey. Ya da yarasa olsun gece gece yukarı ne çıkcak başk-" Şimdi anlaşıldı. "Laaan siz röntgencilikte çağ atlatıp neler yapıyorsunuz!" Ah, yine 'bi küçük balkon meselesi'!