" Bu dövmenin anlamı ne? " dedim merakla. Uzun süre kıpırdamadı, cevapta vermedi. Sola bakan kafasını yavaşca bana çevirdi. Gözlerimin içine o kadar derin bakıyordu ki öleceğim sandım, neden bu kadar güzelsin demek istiyordum her defasında ama dilimde kalıyordu sadece.
" İnsanlar bir ağaca benzer sen ona istediği şeyleri verirsen büyür, yeşerir bu onun mutluluğudur, ama eğer istediği şeyleri vermezsen aynı ağaç gibi kurursun, eğilirsin ölürsün, bizim ölümümüz veya yaşamamız, aynı ağaç gibi sadece insanların elinde."derken gözlerine gömülmek istedim o kadar derinlerdiki kaybolmak, istiyordum adeta. Yine çevirdi kafasını sol tarafına.
Parmaklarımı çekinerek ağacın kuruyan tarafına koydum, ona yavaşca yaklaştım, saçlarım tenini yalıyordu adeta, kalbim ağzımdan atıyordu, ona o kadar yakındımki, bu muhteşemdi.
"Sol tarafın ölüyor mu? " diye kulağına fısıldadım. Sesim o kadar derinlerden geliyordu ki ben bile irkilmiştim, istifini bozmadan.
"Ölmüyor , öldü." dedi acımasızca.
Hedefleri için gözünü karartmış olan Alin, bir yıl daha sınava çal ışma kararı alır. Her şeyi bir kenara bırakmış, yalnızca derslerine odaklanmışken, kütüphanede tanıştığı bir adamla sınırlarını koruyacak mı yoksa yıkacak mıydı?
•
Arkamı döndüm ve apartmanın girişine doğru ilerledim. Kapıyı açmak için bir hamle yapacakken sesini duydum. "Alin!"
Omzumun üzerinde ona baktım. Dudaklarındaki o güzel kıvrılma görülmeye değerdi. "Sevgilim veya bir flörtüm olursa, bu yalnızca sen olursun."